bir yıldızın göz yaşlarına hakim olamayıp bir röportajda ağlayışının dramatik görüntülerini bir kenara bırakıp gerçekler üzerinden yorum yapmayı yeğliyorum.
arda'yı manisa'da kiralık olarak oynadığı sezondan beri yakından takip ediyorum. her galatasaray taraftarı gibi yeteneklerinin hayranı olmuşumdur. bütün bu yeteneklerine karşın, fizik kapasitesi ve devamlılığını göz önüne alarak çok da büyük bir yıldız olmadığı görüşünü savunuyorum. (tanju çolak'ın bir görüşüne katılacağımı hiç ummazdım)
arda, son yıllarda yıldız üretemeyen futbol piyasamızın siyah incisi ki gelişmesini tamamlayamamış futbol ülkelerinde böyle bir malzemenin üzerine inanılmaz gidilir. arda böyle bir futbol ülkesinin karakteri olmanın sıkıntısını çekiyor.
bütün bunlar arda'nın sütten çıkma ak kaşık olduğu anlamına gelmiyor. henüz ağa-maraba ilişkilerinin ön planda olduğu futbolumuzda arda'nın farklı bir karakter sergileyip üst düzey futbol ülkelerinin oyuncuları gibi profesyonelce davranmasını beklemiyordum. delikanlılık, bitirimlik geleneğinin henüz modasının geçmediği ülkemizde oyuncuların böyle saçma sapan durumların malzemesi olması "fedakarlık yaptı sakat sakat maça çıktı" gibi ağdalı sözlerin kahramanı olması oldukça doğaldır. profesyonelliğin en iyi uygulayıcısı ingiltere'de john terry'nin yaşattığı skandalı henüz unutmadık. olaydan beri adamın performansında her hangi bir sıkıntı göremedim ben. ya da c.ronaldo'yu düşünün. hakkında neler söylendi, hangi magazin skandallarının başrolünde olmadı ki? hala real'in en büyük yıldızı...
arda, bu prematüre futbol kültürünün "lafta profesyonel" bir elemanı. kız arkadaşıyla sinema kapatıp hava yaparken profesyonel geçinip yaptığının ederinde sükse yapacak bir açıklamayla gözleri dolabilecek kadarsa buralı. bu çocukların avrupa'ya gidip o sistemin bir parçası olabilmeleri bu manzaraya baktıkça hayalmiş gibi geliyor bana.
arda'ya çok yüklendiğimi düşünüyorsanız, insan önce sevdiğini paralarmış diyeyim. takımın sembolü haline gelmiş 23 yaşındaki bir delikanlının böyle şeylerle uğraşmasını istemiyorum ancak onun da bütün bu söylenenlere zemin hazırlar bir tarzı benimsediği gerçeğini de dile getirmeden edemiyorum.
gelelim arda malzemesini bir kerecik de biz kullanalım yahu deyip "densizce" sözler eden kabzımal beyfendiye. kendisinin pişekar ahmet çakar'ınsa kavuklu olup orta oyunu sahneledikleri düzeysiz futbol programının iler tutar yanı yok da işte bu programın üyeleri bir kere daha mide bulandırdı.
toroğlu için söylenecek şey çok da onu yıllarca maraton adlı programda takdir ederek izleyen bir büyük güruhun varlığı "adamın ne suçu var be abi" dedirtiyor bana.
densizce arda için "sakatlığının sebebi fazla seks" diyebilen bu adamı bursa kalecisi şenol için "şenol ananı...." derken izleyip gebeş gebeş gülen, komik adam lan, çok dobra valla!! diyenler bizler değil miydik?
arda da kusura bakmasın artık ama müstehak gibi geliyor bana bütün bu olanlar. topal örneği dururken karşımızda arda'mızın aklını başına devşirmesini sadece oyunuyla gündeme gelmesini çok sıkıldıysa da gerçek bir profesyonel gibi yaşayıp farklı ligleri denemesini istiyoruz. en azından ben öyle istiyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder