8 Temmuz 2011 Cuma

ŞİKE ŞİKE ŞAMPİYON

uzun süre sonra şike soruşturması ile ilgili yazmamak olmazdı. pek okuyanım yok ama 2009'dan bu yana belki de ilk defa yazmak için bu kadar hevesliyim...

bir galatasaraylı olarak çok sevindiğim, fener'in bu kötü durumu için göbek attığım düşünülmesin. soruşturmanın ilk gününden bu yana kafamda asla böyle bir düşünce olmadı. durumun topyekün fenerbahçe ile ilgili olduğunu da düşünmedim açıkçası. durum en genelde toplum en özelde birkaç spor kulübü ile ilgiliydi.

toplumca öyle hastalıklı hallerimiz var ki bunların en önemlilerinden biri astığı astık kestiği kestik "tip"lere hayranlığımızdır. bu durumun spordaki yansıması da haliyle karizmatik, sözü geçen, istediğiyle alaycı bir tavırla dalga geçebilen, parası olduğu belli olan tipler olarak karşımıza çıktı.
bu sevginin galatasaray'ı, fener'i, beşiktaş'ı yok ne yazık ki.

insan profilimiz böylesine insanların toplumda saygı görmesi için bütün ortamı hazırlamaktadır. bu anlamda futbolcuların ve spor adamlarının karakterleri de ne yazık ki insan profilimizin meylettiği yönde şekillenmektedir.

nedir o futbolcu ya da spor adamı tipi: " her türlü ağır abi tavrı sergileyen, ortamların delifişek, çılgın kişisi, ağzından rajona yönelik sözler çıkan, ağır abilere abi çeken, karakteri ve eğitimi paralelinde her türlü pisliğe bulaşma potansiyeli olan...

evet bu tipler futbolumuza hakim. taraftar kitlesini düşününce pek şaşılacak bir durum değil tabii ki.

şike soruşturması hakkında genel olarak bunları düşünüyorum.

benzer bir durum sevdiğim takımın başına gelmiş olsaydı: sanırım zanlı kişilerin mahkeme sürecini sonuna kadar beklerdim. suçlu bulunmaları durumunda bu kişilere bir güzel söver, armamı, renklerimi sevmeye devam ederdim. utanç verici bir durum olduğunu kabul etsem de armanın ve renklerin değerinden bir şey kaybetmediğini her platformda savunurdum