31 Mart 2010 Çarşamba

KURTARIN BİZİ BU DANDİK STADLARDAN


bugünlerde 2016 avrupa futbol şampiyonası adaylığımız gündemde. TFF yetkilileri hararetli bir biçimde lobi faaliyetlerini sürdürüyorlar.

bu şampiyonaya ev sahipliği meselesi uzunca müddet tartışıldı. şampiyonaya vize çıkarsa bir sürü yeni stadımız olacak. tabii beni en çok ilgilendiren de bu. tabii izmir'deki stadyumdan bahsediyorum.

izmir gibi bir şehirde adamakıllı bir stadyum yok. atatürk stadyumunda maç izleyenler ne demek istediğimi anlayacaklardır. alsancak stadyumunu stadyumdan bile saymıyorum. galatasaray'ın metin oktay tesisleri bile daha iyi bir ev sahibi olabilir süper lig maçlarına. bu utançtan bizi umarım kurtarır federasyon. gerçi hayalim federasyonun yaptığı tek bir stad değil benim. bursa'ya -eğer yapılırsa ki yapılacak gibi duruyor-kazandıralacak timsah şeklindeki stadyum çok büyük bir hava katacak. izmir'de karşıyaka'nın neden kendine has bir arenası olmasın? ya da göztepe'nin? bunlar şimdilik bir hayal gibi görünüyor ama izmir'in futbol anlamında yükselişinin de en önemli duraklarından biri bu stad meselesi

30 Mart 2010 Salı

altınklavye ÖDÜLLERİNE ADAYIZ


altınklavye blog ödüllerine aday olduk. sekizinci ayında blogumuz çok iddialı olmasa da bu yarışmada boy gösterecek. hadi hayırlısı:D

MEKTEB-İ SULTANİ GELENEĞİ


Galatasaray'ın sevdiğim yanlarından biri "gelenek" takımı oluşudur. Bana halkın takımıyız geyiği ile kimse gelmesin. He gelenler Liverpool limanının işçileriyse ve söz konusu Liverpool'sa bir şey diyemem.

Mekteb-i Sultan'i geleneğini eleştiren çok insan oldu. Yazdılar çizdiler vb. Ama ne olursa olsun Tevfik Fikretlerin, Ali Sami Yenlerin çağdaş çizgisi her daim Galatasaray Klubü'nde varlığını sürdürdü. Özhan Canaydın da bu geleneğin belki de son büyük temsilcilerindendi. Lise adabını hakkıyla öğretti yeni nesile ve başarısızlığa rağmen gönüllerde taht kurdu. Aradığım başkan modeli açık konuşmak gerekirse Canaydın tarzındadır. Eski Açık saat kaçç?? diye bağıran bir başkandan ziyade Canaydın gibi kalesindeki 6 golü alkışlayabilen bir beyfendiyi tercih ederim. Bu durumu acizlik, diğeriniyse şahinlik olarak görenler varsa onlarla hiç tartışmaya girmeyeceğim.

Ben de geleneği olan bir liseden mezun oldum. İzmir Atatürk Lisesi. 1888'de kurulan bir lise düşünün. Bu anlamda Mekteb-i Sultani ruhunu iyi anlıyorum. Ne kadar karalansa da Galatasaray'ı köklü yapan en önemli unsurdur liseli oluş. Aristokrasi ile çokça suçlansa da lise ruhu, duruşu, düsturu takımdan asla ayrı düşünülmemelidir. Takım liseden bağını asla koparmamalıdır. Belli noktalarda sert kararlar uygulanmalıdır. Kulübün üye profilinin lise ağırlıklı oluşturulması gibi. Başkan olarak da yukarıda saydığım kriterler aranmalıdır kesinlikle. Ne yalan söyleyeyim, televizyonlarda bas bas bağıran, hırçın, çirkef, asi bir yönetici istemiyorum.

29 Mart 2010 Pazartesi

ŞİMDİ NE OLACAK


Bir derbi daha geldi geçti. Blogların hemen hemen tamamı haklı olarak derbi üstüne yazıyor, konuşuyor. Asıl mesele bundan sonra neler olacağı aslında. Uzun süredir 4.lüğe kadar düşmemiş tepelerde dolaşmış bir Galatasaray var önümüzde. Hatta sene başında gol rekoru kırar, tozu dumana katar dediğimiz bir Galatasaray var.
İşin ilginci yukarıda filler tepişirken aradan kaçan Mustafa Denizli'nin çaktırmadan yaptığı şampiyonluk yürüyüşüdür. Geçen sezon da böyle sinsi sinsi takıldılar ve şampiyonluğa ulaşmayı becerdiler. Sanırım bir takım için en önemli başarı unsurları arasında medyanın o takımı unutması geliyor. Üzerindeki baskıyı def eden Beşiktaş, burnu havada Fener ve Galatasaray'ı sollamayı başardı. Vallahi helal olsun.
Ligin bitimine kaldı 7 hafta. Bursa'nın bu 7 maçına bakarsak bir deplasmanları var ki ateş pahası. Galatasaray ile oynayacaklar. Galatasaray o haftaya kadar iddialı konuma gelebilirse maçın önemi bir kat daha artacak Yok haftaya Sivas'ta gümlerse Galatasaray havluyu atar ve Bursa maçına da asılmaz. Ankaragücü'nün Beşiktaş'ı zorlayacağı kesin. Ancak BJK son haftalardaki çıkışını sürdürürse oradan da 3 puanla dönmeyi başarır. Anladığım kadarıyla fikstürü en kötü olan takım Galatasaray. 4 deplasmanı var ve öyle kolay lokma değiller. Fenerbahçe, Ankaraspor maçının dayanılmaz hafifliğini yaşayacak. BJK'yi İnönü'de konuk edecek olmaları da büyük avantaj.
Ben Galatasaray'ın yine de şansının devam ettiğine inanlardanım. 5 puan fark 7 haftada kapanabilir. tabii rakiplerin de ne yapacağı çok önemli

28 Mart 2010 Pazar

LA LA LAYLAY LAAAYYYYY SALDIR GALAAATASARAYY


hıncal'ın yorumlarına çoğu zaman sinir olsam da galatasaray taraftarı ile ilgili tespitlerine sonuna kadar katılıyorum.

ilk yarıdaki derbiyi de bugünkünü de radyodan takip ettim. aynı radyo hem de trt fm. kadıköydeki maçta spikeri duyamıyordum. ali sami yendeyse tribünleri. neyse sonrasında özetlerde de çok rahat belli oluyor. fenerbahçe seyircisi galatasaray maçlarında resmen bir dakika bile susmuyor. maça öyle konsantreler ki. takımlarının yaptığı her hamlede gürlüyorlar. ara ara kamera seyirciye dönüyordu. bildiğin 7'den 70'e her taraftar ağzından salyalar saça saça bağırıyordu.

kabul edelim beyler, takımı gaza getirebilme yetisi olarak 3. sıradayız. hatta 5. gereksiz 61.dakika seramonisi olmasına rağmen trabzonspor ve hatta bursaspor taraftarı sami yen taraftarına fark atıyor. yok. yok. yani maçlarda takımı sürükleyecek, onları gaza getirebilecek bir gürültü sağlayamıyoruz. bunu ben taaa lise yıllarımdan beri fark ediyorum. bi sürü davulumuz vardı bütün maç dam dam dam dam. eğri oturup doğru konuşalım, kadıköydeki baskının bsini bile kuramıyoruz sami yende. darısı aslantepeye.

VOLKAN DEMİR"POPO"



volkan efendi fb-gs arasındaki gerginlik azalacaksa da azalmasın diye elinden geleni yapıyor. bir profesyonel futbolcunun yapmaması gereken şeyi yaptı yine maçta. allah aşkına orada topu poposuyla istop etmesi, taraftarla dalga geçmesi milli takım kalecisine yakışıyor mu.

ne gerek var ki böyle hareketlere, kime sempatik oluyorsunuz. taraftar dediğin zaten kaypaktır. iki maçta öyle goller yersin ki tekme tokat dalarlar sana haberin olmaz. bak rüştü ağabeyine de ders al.

souness zamanında saçma bayrak hareketiyle bu gerginliğe ne katmışsa fb kalecisi volkan da onu katmıştır. yazıklar olsun!

FELAKET TELLALLARI


felaket tellalları hemen rijkaard'ın gönderilmesi gerektiğine ilişkin yazılarını kaleme alırlar. hemen kıyamet senaryoları yazılır, takım dağıtılır vb.

galatasaray, bu hengameden takımının liderine güvenoyu vererek çıkabilirse yarınlar galatasaray'ındır diyebilirim. ha yok gaza gelerek devre arasında yapılanlara benzer hamleler gerçekleştirilirse galatasaray sittin sene fenerbahçe'yi değil deplasmada evinde dahi yenemez. umuyorum ki yarın bütün camia sağduyulu bir biçimde takımlarının arkasında olduğunu deklare eder. keza yıkıp atmak çok kolay. ama bir şeyleri kazanmak istiyorsak sanırım istikrardan yana olmalıyız. futbolcuların değişimi doğal karşılanabilir ancak rijkaard bu takımda en az iki yıl kalmalı ve istediklerini sahaya yansıtmasına izin verilmelidir.

YENİLDİK


Söylenecek pek fazla bir şey yok. İlk yarıdaki maçta da ağzımı açıp iki kelime etmemiştim. İlk yarıdaki maçta sevgili Keita'mız ağzımıza etmişti. Şimdi de Caner ve Franco. Franco'nun yerine Aykut geçsin kaleye... Umarım da geçer kalan maçlarda. Caner de çok savruk yani işe yaradığı maçlar da oldu ancak savrukluğu başa bela.

Sözün özü Fenerbahçe'yi tebrik etmeliyiz. Uzun yıllardır önemli bir hegamonyaları var üzerimizde. Bunu yıkamadık itiraf edelim. Hee bu benim Galatasaraylılığımdan bir şey eksiltmez. Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum ligde, eyvallah!

27 Mart 2010 Cumartesi

SAMİ YEN'DE SON DERBİ


haydi aslanlar diyorum. yarın cehennemi göstermeli kanaryaya. sami yen'de son kez karşılaşıyorlar bu arada. seneye yeni stadyumumuzda ağarlayacağız kadıköyün prensesini:D

FENER'İNKİ CAN DA BURSA'NIN CANI CAN DEĞİL Mİ?


Bursa cuma günü yenildi. Pazartesi günü büyük efor sarfetmişlerdi Denizlispor karşısında. Cuma akşamı karşılarında taş gibi bir İBB bulduklarından zorlandılar. 25 bin taraftar da Bursa'yı galibiyete taşıyamadı. Ben bir Galatasaray taraftarıyım. Şimdi Fenerbahçe yönetimine soruyorum.

Galatasaray maçında adalet isteyerek saha kapama cezası ile ilgili açıklamalarda bulunan FB yönetimi Bursa pazartesi cuma maç yaparken nerededir? Madem adalet arzuluyorsunuz neredesiniz? Neden Bursa'nın böyle bir fikstürde maç oynamasına ses çıkarmıyorsunuz. Sanırım sizin adalet anlayışınız nalıncı keseri gibi bir şey. Hep kendinize yontuyorsunuz beyler. Adaletse her yerde adalet bekliyoruz. Bu adil düzenin ligimizde tescil edilebilmesi için sürekli tutarlı açıklamalar yapılmalıdır. 2 gün öncesinde tribünlerdeki olayları öne sürerek adalet bekliyorsanız iki gün sonra başka bir kulübün yaşadığı bir haksızlığa da ses çıkaracaksınız ki herkes sizin hakkaniyet ölçüsünde davranış beklediğinize inansın.

25 Mart 2010 Perşembe

ŞİKE VE BİZ


Fatih Akyel ilk kez kadroya girdiğinde ne kadar mutlu olduğumu hatırlarım. Fenerbahçe forması ile poz verdiğinde de üzüldüğümü tabii. Ancak bu adamların dünyası aşağı yukarı böyle zaten. Yani futbolcularımızın hayata bakışı,konuşmaları,ilişkileri vb. toplumun kültür seviyesi düşük tabakasıyla aynı. Sürekli bir iniş çıkış. İstikrardan eser yok. Hiçbir şekilde düzene girmeyen bir hayattan bahsediyoruz. Tabii farklı olanlar da var ancak çoğu böyle.

Milyon dolarlık servetlerin sahibi olan bu cahil çocuklar hangi çılgınlıkları yapacaklarını şaşırıyorlar. Saçma heveslerin peşine düşüyorlar. Bulundukları statüyü hazmedemiyorlar. Şike, eyyam vb. iğrenç olaylara da karışmaları doğal oluyor böylece.

Fatih Akyel ve diğer futbolcu anladığım kadarıyla haklarında daha çok delil olduğundan mahkemeye sevk edilmişler. Bu onların suçlu olduğunu göstermiyor tabii. Mahkemenin kararını beklemeliyiz. Bunun dışında şike gerçeğine de alışmalıyız. Devlet kurumlarına ya da özel kurumlara bir göz atın hangisinde şikevari şeyler olmuyor? Torpiller adam kayırmalar sınavsız hayali puanlarla atamalar vb. vb. Eee futbol ne ki? İzole bir organizasyon mu? Böyle istismara açık bir platformda şikenin kralı yapılıyordur, eminim!

DERBİ HATIRALARI


hafta sonu büyük bir kapışma var. türk malı el classico:D bu maçların heyecanı haftalar öncesinden sarar beni. gerçi sadece bu maç için geçerli bu. yani gs-bjk maçında böyle bir gerilim yaşamam. olay gs-fb maçında bilader:D maçın kralı hakikaten.


kendimi bildim bileli gs-fb maçları beni heyecanlandırmıştır. özellikle küçüklüğümdeki bir fb-gs maçından sonra beni kızdıran anamla 1 hafta konuşmadığımı düşünürsek bu heyecanın sebebini anlayabiliyorsunuz sanırım:D tanjulu, rıdvanlı dönemlerden bu yana izlerim bu maçları. çok küçükken izlediklerimde aklımda kalanlar hep kavga dövüş görüntüleri maçlardan:D kaptan yusufun fbli oyuncuları boğazladığını anımsıyorum ama hayal meyal:D ne maçlardı bee:D

derbiyle ilgili bi sürü anım var tabii. bitanesini babamlarla memlekette izlerken yaşadım. o zamanlar teayyeepin sigara yasağı yok. maçları gözlerimiz dumandan yaşarmış bir şekilde of pof halinde izliyoruz. o maçların birinde fenerde o zamanlar jay jay okocha var. sağdan soldan çakıyor:D kalede mehmet diye tüyü bitmemiş bir delikanlı:D 3-1 mi ne düdüklenmiştik. arkadaki amca yürü be çay çay okoça, arrabım benim diye bağırmıştı kulağımın dibinde. nefretim bir kat daha artmıştı:D

sonra o meşhur 6-0 lık maç:D kırk yılda bir dostlarla bi yerde maç izleyelim demiştik. arabayla gittiğimiz mekanda park sıkıntısı vardı. neyse bulduk sonunda bir boşluk. o da ne bir araba bizden önce davrandı. ama pislik yapıp önünü kestik. biz girdik araya:D adam ulan şerefsizler tarzında arabadan bağırınca. hööyttt diye arabadan indik tabii:D eleman allahınızdan bulun ulan deyip kuyruğunu apış arasına sıkıştırdı defoldu gitti. akşamına yediğimiz her golde o dayıyı düşündüm. her gol dayının haksızlığımıza attığı tokat gibi geliyordu. zavallı ortega bile bizi görünce tabancasını doğrultmuştu valla. o maçta serhat'ı da boğa yapmıştık.

ee derbiler böyle izler taşıyor bende. hee hiç mi yenip de keyfe geldiğim günler olmadı. oldu ama ne bileyim yenince öyle büyük bir sevinç yaşamıyorum ben:D yenilince aldığım üzüntü daha büyük oluyor nedense:D

2006'da fener'in denizli'deki hezimeti daha çok heyecanlandırmıştı beni mesela:D trt'den takip ediyordum maçı. erdoğan arıkan'ın yüzünün renkten renge girdiği o akşam unutulmazlarımın arasındadır mesela:D

bunun dışında futbolla ilgili en büyük heyecanımı 2000'de uefa finalinde yaşadım:D allahım heyecandan ve sevinçten boxerla sokağa atlamışım. keza deprem sırasında falan aman üstüme bişiler alayım da çıkayım diyen adam o anda her şeyi unutmuştu. ne büyük keyifti yaa!! nasıl özlüyorum o tarz bi heyecanı anlatamam. hem eskiden toplum olarak daha mı eziktik ne. milli maçlarda kıçı kırık macaristan'ı falan yenerdik. hemen sokaklara dökülürdük. avrupa avrupa duy sesimizi işte buuu türklerin ayak sesleri..... allam ne ezik günlermiş:D gençliğimizde daha bi gaza geliktik:D gerçi normal olan da bu sanırım. düşünsenize her maç 6-7-8 yiyen bir milli takımdan o günlere gelmiştik:D

haftasonu maçı büyük ihtimalle izleyemeyeceğim. radyodan dinlerim sanırım. olsun heyecan vücut için gerekli. radyodan da atakları artık hayal ederim:D sabri'nin dağlara taşlara şutlarını hayal etmeye gerek yok gerçi :D golü bol bir maç olsun:D hır gür olmasın:D 6'lı falan yenelim de

22 Mart 2010 Pazartesi

GÜLE GÜLE ÖZHAN BAŞKAN!


Haberi biraz evvel duydum. Büyük başkanımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Onun gibi beyefendi başkanları bu ülke pek görmüyordu. Seba'dan sonraki en iyi kulüp başkanıydı bana kalırsa. Mekanı cennet olsun!!

14 Mart 2010 Pazar

EŞEĞİN KULAĞINA SU KAÇARSA


Geçen haftaki olaylar olduğunda alışın bunlara demiştim. Hatta aaa böyle terbiyesizlik mi olur canım bu nasıl fair play anlayışı falan diye yazanlara inat durumun son yıllardaki yozlaşan kültürümüzü yansıttığını söylemiştim. Düşüncelerimde bir farklılaşma yok. Dediğim gibi insanımız için şiddet bir numaralı çözüm. Bu biziz!

7 Mart 2010 Pazar

GÖZTEPE NEREYE GİDİYOR ?


Göztepe, yükselme grubuna iddialı girmişti. Gerçi son haftada çıkmayı başarmıştı bu gruba. Mucizevi bir şekilde gerçekleşmişti her şey. Mucizeler de bir yere kadar. Evinde oynadığı 3 maçtan yalnızca 4 puan çıkaran bir Göztepe Bank Asya 1. lige yine mucizelerle çıkabilir. Oturduk dua ettik bekliyoruz!

6 Mart 2010 Cumartesi

ALIŞMAK LAZIM



Bu tip olaylara alışmalıyız bence. Ülkemizin içinde bulunduğu konjöktür bunu gerektiriyor. Kavgadan beslenen, kavgayla rant elde eden bir ülkeyiz çünkü. Doğudaki olayların sosyal tahlilini yapacak değilim. Ülkemizin büyük bir bölümü henüz modernleşememişken, medeniyet basamağının en altlarında sürünürken kavgasız gürültüsüz spor mücadeleleri de beklemek safdillik olur kesinlikle.

Diyarbakır şehrimizin farklı bir anlayışla maça ev sahipliği yaptığı ortada ancak bu durum keşke Diyarbakırla sınırlı olsaydı. Ülkemizde henüz insanlar medeni bir biçimde hiçbir faaliyeti gerçekleştiremedikleri için durum bütün şehirlerimiz için aynı. Kavga en büyük nimetimiz! Eğitilmemiz uzun yıllar sürecek

4 Mart 2010 Perşembe

TUGİ GERİ DÖNDÜ


Onun gidişini hatırlayanlarınız varsa Herta Berlin maçındaki harika performansını da hatırlayacaktır. Deplasmanda Herta'yı devirmiş ardından meşhur Milan maçı ve UEFA 2000 finalini oynamıştık. O sezon Galatasaray'da kalmış olsaydı, devre arası Rangers'ın yolunu tutmasaydı büyük ihtimalle 2000 UEFA şampiyonu fotoğrafında en önde yer alıyor olacaktı 2. kaptan olarak. O fotoğrafta Emre Belözoğlu'nun yerine Tugay'ı görmek isterdim ne yalan söyleyeyim!

Tugi şimdilerde takıma geri döndü. Paul İnce'in takımında teknik sorumlu olacak diye duymuştum yaz başında. Sanırım o iş olmadı. Altyapıda Galatasaray'a hizmet edecek Tugi. Umarım Suat gibi kopup gitmez takımdan ve uzun yıllar altyapı ona emanet olur. Eminim eski bir altyapılı olarak iyi işler çıkaracaktır efsane 5 numara!

1 Mart 2010 Pazartesi

GALATASARAY 4-1 KASIMPAŞA


Abdelkader Keita'nın bu kadar yararlı bir adam olacağını düşünmüyordum. Ağustos ayındaki yazılarımda da bunu sıklıkla belirtiyordum. Doğruyu söylemek gerekirse bana oldukça bencil bir adam gibi geliyordu ancak bu kadar yetenekli olacağı aklımın ucuna gelmiyordu. Gerçekten büyük bir yetenek ve sanırım seneye elimizde tutarken çok zorlanacağız Keita'yı.

Dos Santos için de geldiği günlerde aynısını düşünüyordum. Gerçi onun rüştünü henüz ispatladığını düşünmüyorum. Bir maçlık Sami Yen performansı ile peşin hüküm vermemek lazım. Yavaş yavaş takıma alışacağı kesin ancak bu alışma süreci umarım sezon sonunu bulmaz. Keza 2 ay sonra Dos Santos ve Jo ile yollar ayrılacak.

Galatasaray'ı birkaç hafta içinde bu kez de kadro şişkinliği meşgul edecektir. Kewell ve Baros'un gelmesi 2 yabancıya tribünün yolunu gösterecek ne yazık ki. Dolayısıyla Rijkaard'ın tatlı bir problemi de olmuş olacak. Sakatlık problemi ne ise şişkinlik problemi de odur bana kalırsa. Pek küçümsenecek bir dert değil yani

Bu hafta itibariyle en yakın takipçimiz Bursaspor oldu. Ertuğrul Sağlam soyadıyla müsemma bir takım kurabilmişse sezon sonuna kadar oralarda takılacaktır. Fenerbahçe'nin bu moral bozukluğunu atlatabileceğini düşünmüyorum. Sami Yen'de Galatasaray'a kaybetmeleri de onlar için dip nokta olacaktır.