dünkü maçtan sonra galatasaray tribünlerinden ve bloglardan çeşitli sesler yükselmeye başladı. en belirgin ses rijkaard'a olan bağlılık. diğeri ise arda için geçen seneden hortlayamamış yeni söylemler. rijkaard için düşüncelerimi şurada ve şurada belirtmiştim. o yüzden bir daha dillendirmeyeceğim rahatsızlığımı ama arda için söylenenlere değinmek istiyorum.
karpaty maçının ardından kaptanın fotoğrafını profil resmi yapmış olanlar başka fotoğraflar aramaya başladı kendilerine. türlü laf düzdüler. bir zamanlar hakan şükür ve arkadaşları için söylenen çetecilik suçlamasıyla birlikte geldi bütün bunlar. sözde arda ve müritleri (bazı yazılarda arda müritti) rijkaard'ın kuyusunu kazmak için istenilen performansı göstermiyordu. tabii böyle bir kimse galatasaray kaptanlığına da yakışmıyordu. bazıları daha iyimser yaklaşarak sadece bu yükün arda'ya fazla geldiğini falan söyledi. ama bütün eleştiriler futbolcu ve yönetim odaklıydı.
bir futbol takımının teknik direktörünün böyle sahiplenilmesi hoşuma gitmiyor değil. yıllar yılı bu teknik adamlara biraz şans vermeliyiz diyen bendenizin böyle bir atmosferden memnuniyet duymaması saçma olurdu zaten. ancak biz taraftarların göremediği bir şeyler olduğu kanısındayım. bunları beyin fırtınası amaçlı şöylece sıraladım.
*ilk olarak kulübede 500bin dolara çalışan ahmet ,mehmet olsaydı aynı tepkiyi verecek miydik?
*rijkaard ve ekibi gerçekten futbolcularına gereken motivasyonu sağlayabiliyor mu? fiziki ve manevi açıdan onları maçlara yeterince hazırlayabiliyor mu?
*arda, sabri gibi içimizden çıkmış çocukları sahiplenmede avrupa'nın neresindeyiz?
*sürekli flash transferler bekleyen klasik taraftar profilinin 2 sene sonra avrupa kupalarında mücadelelerden men cezası almış bir yönetimin arkasında ne denli duracağını tahmin edebiliyor muyuz?
iki gün önce yere göğe sığdıramadığımız büyük kaptan, kral, ilah dediğimiz adamlara birkaç yenilgi sonrası böyle davranmak, onları hainlik ve şerefsizlikle suçlamak doğrusunu söylemek gerekirse komik oluyor.
espanyol'un fenomeni tamudo bildiğiniz gibi bu yıl kulüpten ayrılarak başka bir la liga temsilcisine geçti. aynı şeyi arda'nın yaptığını düşünüyorum da, neler düşünürdük, neler sıralardık şu satırlardan. espanyol seyircisi kaptanlarına sevgilerini hazırlık maçlarında pankartlarla dile getirmişler. hayalimde hep romalı totti, espanyollu tamudo, livornolu lucarelli gibi fenomenlere sahip olmak var. ancak sevgi gösterilerinin iki dakikada kellesini üsterük söylemlerine döndüğü bu ülkede biliyorum ki bu arzumun gerçekleşmesi oldukça zor.
hepimiz arda'yı seviyoruz ama bence artık avrupaya satılmalı en azından tugay gibi olur. bu şekilde hiçbirşey olmayacak. kaldıramıyor ne kaptanlık baskısını ne de medya baskısını eziliyor bir şekilde. ayrıca biraz da bilerek oynayamıyor gibime geliyor. milli maçlarda anlıyacağız bu teori ne kadar doğru ne kadar yanlış. ayrıca takım kaptanı nasıl takım otobüsü ile değil de, taksi ile döner havalimanından nedir bunun açıklaması ?
YanıtlaSilbrk
YanıtlaSilbelli şeyleri büyütmenin anlamı yok. ancak arda'nın memnuniyetsizliği aşikar tabii. pek mutlu olmadığı ortada. yanlışları olmamış mıdır olmuştur elbette. ama şunu söyleyeyim bu çocukları bu hallere getirenler yine bizleriz. sen taparcasına sevgi gösterisinde bulun iki gün önce ertesinde adamın en sevdiklerine küfür et, çeteci diye suçla falan filan. eleman daha 23 yaşında. duygusal anlamda zorluklar yaşayacağı kesin. kaptanlığın da yakıştığını düşünüyorum ama bizde işler hep iyi giderken tıkırındadır ya bu yüzden sorunlar yaşanması doğal. illa ki tıkırında gidecek her işimiz, o zaman futbolcu kral!!
çok güzel değinmişsin aslında en önemli konuya. eğer ortada bir başarı olsaydı, arda başrolde olmasa bile kaptanlığı gündeme gelmeyecekti. takımını iyi idare ediyor, genç yaşta başardı denilecekti. henüz çok genç gerçekten çok genç ve yaşı büyük bir camianın kriz anlarını kaldırmaya yetmedi. bunu başaranlar, genç yaşta o pazubandı koluna takanlar tabiiki var fakat burada da karakter devreye giriyor. Arda bayrak futbolcu yapılmak istendi, O da olmak istedi. ama bu zorla olmaz. herşeyin bir zamanı vardır, buradaki sorun da zamanlama hatasıdır. arda'dan önce takımın başına her maçta farklı bir kaptan çıkıyordu. yönetim de altyapı kökenli birine bu görevi teslim edip vicdan rahatlatmak istedi. ama asıl soru şu; arda buna hazır mıydı? öyle olduğunu sandı ama hayır, değildi.
YanıtlaSilM.T
YanıtlaSilhazır olup olmama meselesi tartışılabilir ama ne olursa olsun bu çocuklara iki maçla hain, karaktersizlik muamelesi yapmak ne kadar kaypak bir taraftar profiline de sahip olduğumuzu gösteriyor.
sadece galatasaray için değil söylediklerim. İBB maçında nihat çıkarken beşiktaş tribünlerinin yaptıkları ortada. çok kolay tüketiyoruz her şeyi. futbolcuları bile... sevgimiz ile nefretimiz arasında kimi zaman dakikalar söz konusu oluyor.
dediğim gibi arda liderliği beceriyor ya da beceremiyor bu ayrı bir mesele. yazımın hedef kitlesi iki günde 180 derece dönenlerdi...