29 Kasım 2010 Pazartesi

BARCELONA-REAL MADRİD 29 KASIM 2010


şehirleri ayrı, dilleri ayrı hatta iddialarına göre ırkları ayrı iki dünya devinin savaşı gerçekleşecek bu gece.



bu maçlardan keyif almadığını iddia edenler futboldan da keyif almayanlardır ancak her şeye rağmen bu büyük rekabette futboldan ziyade siyasetin önemli bir rol oynadığı gerçeği midemi bulandırıyor. bu anlamda ülkemdeki derbilerin daha kıymetli olduğunu düşünüyorum.


keza ülkemizdeki rekabet asla ve asla bir ırk, din ya da mezhep rekabeti olmamıştır. ülkenin bütününe yayılan bir derbi anlayışına sahibiz ve doğruyu gerekirse bir madridlinin barçalıdan ettiği kadar nefret etmiyor fenerlimiz cimbomludan. insan özeline inen bir nefret değil bizdeki.


buna rağmen bildiğim kadarıyla katalunya özerk bölgesinin özgürlük mücadelesinin simgesi barça ve başkentin otoritesine bir isyan bayrağı görevi görüyor.


bu anlamda kendilerine hükmeden başkentin ne insanına ne de takımına saygı duyuyorlar. bizde öyle mi. ne kadar nefret de etsek birbirimizden fenerli ve galatasaraylı ya da beşiktaşlı gibi ayrımlar yaşanacağını sanmıyorum. bu durum madrid'te böyle mi?? barcelona'da böyle mi? asla değil!!!



bütün bunları düşününce futbolun ruhuna aykırı bir mücadele olduğunu düşünüyorum el classico'nun. dünya üzerindeki pek çok derbi aslında futboldan ziyade sosyal hayatla ilişkili. böyle bir atmosferin olmadığı tek tük ülkelerden biri türkiye ve bu anlamda şanslı hissetmeliyiz kendimizi.




her şey bir yana futbol sporunun en iyilerini izleyeceğiz bu gece. ben aman aman bir futbol izleyeceğimiz kanaatinde değilim keza iki yıldır bol gollü el classicolar izlesek de içimdeki his bu maçın kalitesiz geçeceğini söylüyor. böyle düşünmemde nou camp'tan puan almak için her türlü taktiği çekinmeden uyabilecek mourinho'nun payı büyük. bakalım göreceğiz neler olacak. berabere biteceğini düşünüyorum bu büyük maçın.



umarım beni yalancı çıkaran bir el classico olur da buradan tükürdüğümüzü yalamak zorunda kalırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder