eminim benim yazıma benzer başlıklar koyacaktır gazeteler yakında. hatta koymuşlardır da benim haberim yoktur. transferi öğrendiğimde aman aman mutlu olduğumu söyleyemem. kallström'ü beklerken bu arnavutun öne çıkması beni çok da mutlu etmedi. klasik taraftarın da tribünde mutlu olduğunu sanmıyorum. gerçi bunun belli isimler dışında avrupa'da futbolcu tanımamak ile ilgisi büyük tabii.
ben cana'yı biliyor muydum? pek sayılmaz. yani pek parlak bir oyuncu olsaydı CM'de mutlaka alırdım diye düşünüyorum. marsilya'da oynerken kaptanlık yaptığını az buçuk hatırlıyorum ancak hepsi o kadar.
mutlu olmamama rağmen bu cana'dan ümidim yok anlamına gelmiyor tabii. özellikle arkadaşlardan aldığım istihbaratlar kendisinin gayet hırslı takımı için her şeyi yapan bir adam olduğu yönünde. ne yalan söyleyeyim aradığımız futbolcu tipi her şeyden öte forma için sahada hırsını tribüne yansıtandır. bu hırsın çirkeflik boyutuna ulaşmasını ise aklı başında hiçbir galatasaraylının kabul edeceğini de sanmıyorum. bloglarda verilen istatistiklerde premier ligte 4 direkt kırmızı kartla oldukça sinirli ve savruk olduğunu gördüdüğüm cana'nın bu yönünün sıkıntı yaratabileceğini düşündüm. ancak her şeye rağmen hırsşı yapısını galatasaray için avantaja dönüştürebilir bu deli arnavut. soyumun arnavutluğa dayanması bu adama olan duygularımı da pozitif yönde etkileyecektir. hade bre cana, görelim bakalım seni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder