Öncelikle şunu belirteyim. Bizim futbolcuların bu yurtdışına gitme olayı ne kadar da kutsal bir şeymiş gibi algılanıyor? Hani şu mudur yurtdışına gitmek. Ben burayı aştım artık, abi bu ligin kalitesinin üzerindeyım, burada oynarken sıkılıyorum kedi fare hesabı maskara ediyorum arkadaşları.
Ya bi gitsin böyle düşünenler yaa. Var mı öyle bir futbolcu Süper Lig'te? Bana kalırsa Süper Lig yöneticileri bir karar almalı ve fayiş fiyat mevzusuna bir kısıtlama getirmeli ki bu Avrupa sevdalısı arkadaşlar bakalım nerelere gidecekler. Birçoğuna verilen paralar bile haddinden fazla!
Bundan evvel Avrupa'ya giden hangi oyuncumuz bir Messi oldu? Messi insan değil hadi, yahu Alvaro Recoba olanı dahi yok. Tugay'ın yaşına ve profesyonelliğine saygı duyulması mevzusunu da bu olayla karıştırmamak gerek. Blackburn'de ilah olmak değil mevzu bahis.
Şimdi Arda kardeşimiz gitmek istiyorum demiş. Gitsin eyvallah nereye istiyorsa oraya gitsin ancak A sınıfı dediğimiz takımlar acep talip mi futbolcumuza? Bir başka soru Arda G8 diyebileceğimiz bu takımlarda oynayabilecek seviyede bir futbolcu mu? Galatasaraylılığına lafım yok ancak Arda hakkında Tanju Çolak'ın söylediklerine katılıyorum. Çok özel bir futbolcu değil diyor Arda için Tanju. Çok hızlı değil diyor, hızlı değil gerçekten, şutu yok diyor aynen katılıyorum, adam eksilmesi kısıtlı diyor özellikle avrupa kupalarında sağlam savunmacılara karşı etkisiz, savunması yok diyor güçsüz diyor hepsine katılıyorum.
İşin doğrusu her parlamaya aday Türk futbolcusunun yaşadığı sendromun pençesinde Arda. Olduğu yerin farkında olmama sorununu yaşıyor. Bu anlamda en mantıklı işi Hasan Şaş yapmıştır. Galatasaray'dan 2002 yılında ayrılmış olsaydı 2008'e kadar getiremezdi futbolculuğunu. Sanırım Hasan ne olduğunu ya da olmadığını iyi biliyordu.
Ben Arda'nın yerinde olsaydım Galatasaray'dan gitmezdim. Burada takımımın sembol ismi olmuşken G8 dışındaki bir takıma transfer olmazdım.
Mehmet Topal'ı bu söylediklerimin dışında tutuyorum bakın. Neden mi? Topal küçüklük hayalinin Premier Lig'te oynamak olduğunu söylüyor bas bas. Orada oynamadan gidersem gözlerim açık gider diyor. Böyle bir isteğe saygı duyarım. Ancak Arda'nınkinin buna benzer bir tutku olduğunu sanmıyorum.
Aziz Yıldırım futbolcularıyla yaptığı toplantıda '' tribünlerde sizi izlemeye gelenler ayda 300 euro'' ile geçinirken, siz 3 milyon euroyı beğenmiyorsunuz demişti. Her ne kadar sevmesem de doğru bir yaklaşımda bulunmuş başkan. Mesele sadece maddi de değil. Düşünsenize şu an Galatasaray'da Arda'nın yerinde olabilmek için nelerini verir amatör bir takımda oynayan 17 yaşındaki genç bir futbolcu. Bunlara rahat batıyor anlaşılan. Bilemiyorum belki de askerlik telaşı almıştır Arda'yı. Belli mi olur?
YanıtlaSil@M.T
YanıtlaSilAskerlik meselesi cidden sorun futbolcular için. Öyle ki büyük bir bölümü üniversite okumadığından askerliği 15 ay yapacaklarını biliyorlar. Dolayısıyla özellikle futbolculuk hayatlarının sonunda yurtdışının yolunu tutuyorlar. Tümer en güzel örneği zaten.(yeri geldi miydi milliyetçilikleriyle de övünüyorlar ya o da ayrı)
Arda'nın henüz askerliği dert ederek böyle bir şeye yelteneceğini düşünmüyorum. Anladığım kadarıyla arayış içersinde. Çok genç yaşta bir sürü şeye doymuş olmak futbolcuları depresyona sokuyor sanırım. Arda da sonuç itibariyle 23 yaşında bir genç. Onun da özel hayatında inişler çıkışlar oluyordur mutlaka. Hatta iyi paralar kazanan bir genç olması bakımından normal üniversiteli bir gençten daha büyük sıkıntılar yaşıyor olmalı. Ancak yine de Avrupa sevdasının boş olduğuna inanıyorum. Barcelona, Real ayarında bir takım dışında bir takıma gitmek Türk futbolcusu için Bursaspor'a gitmek gibi bir şeydir bana göre.