30 Ağustos 2009 Pazar

yensen de yenilmesen de




henüz çiçeği burnunda bir programdan esinlendiğim başlık, geçen hafta yaşanan diyarbakırspor-fenerbahçe maçı ardından anlamına anlam kattı.iddaacı gözüyle 1-0 çifte şans anlamına gelebildiği gibi fanatizme de kucak açar bir hali var.başlığın bu kısa anatomisinden sonra ne yazık ki diyarbakırsporun adı ile bütünleşen bu olaylar şehrin sosyal ve kültürel gelişimini de kirletir niteliklere ulaştı.
geçmişte, "yensen de yenilmesen de" sözünü türlü pis işlerle örnekleyen bu taraftar grubuna rağmen her sezon temiz bir sayfaya yazıyorum diyarbakır adını ve renk kattığını düşünüyorum.hatta tazameta'nın ayrı bir renk olduğu düşüncesindeyim.arkadaşlar arasında her ne kadar geyiği dönse de trabzonspor maçındaki performansı hafızalarımıza kazınmış durumda.her maç öncesi adı vurugulu bir şekilde söylenerek, futbol sohbetlerimize bir ucundan giriveriyor.her yeni başlangıçta, diyarbakırspor telaffuzu futbolun güzel tarafları üzerine fikirsel açılımlar yaratsa da izlenilmiş film misali tekrar tekrar dönen bu kareler direncimizi de tekrar tekrar kırmakta.
bu asabiyetin kaynağının da bölgede yaşanan politik ve sosyal açılımdan başka bir şey olmadığı da aşina.o asabi güruh için futbol; geçmişin, politik görüşün ve dile getirilemeyenlerin bir bir kusulduğu politik oyundan öte değil.
bir yanlış faul veya bir yanlış korner kararı, yeni yükselmiş bir takımın taraftarı için sokaklara dökülecek kadar haklı bir sebep ise futbol hakikatten sadece futbol değildir.
bu açıdan bakıldığında, ironik ama, haklı oldukları gayet açık.
"yensen de yenilmesen de" her nerede yaşatılıyor ise işte tam orada "futbol, sadece futbol değildir".

yazan: CALUD

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder