22 Ağustos 2009 Cumartesi

BURSASPOR-ANKARAGÜCÜ "şehit kardeşliği"


Bilindiği gibi Ankaragücü ve Bursaspor takımlarının taraftarları birbirlerini kardeş kulüp olarak görüyorlar. Her iki takım taraftarı da diğer kulüplerle yapılan maçlarda kronometre kardeş takımın plaka numarası olunca birbirleri lehine tezahüratta bulunuyor. Bu dostluk kendi aralarındaki maçlarda da bozulmuyor. Peki bu doztluğun sebebi nereye dayanıyor işte hikayesi:

"Abdülkerim Bayraktar... Bir Bursaspor taraftarı... 1981 yılında Ankaragücü taraftarlarının Bursaspor’u desteklediği Ankara’daki Bursaspor-Trabzonspor arasında oynanan TSYD Kupası maçında o da vardır ve henüz 13 yaşındadır. Sarı-Lacivertli taraftarların bu jesti, her Bursasporlu gibi onu da oldukça mutlu eder. Bir yıl sonra Bursa’da oynanan Ankaragücü-Beşiktaş maçında bu jeste karşılık verirler. Onlar da Ankaragücü’nü desteklemek için tribünlerde yerlerini alırlar.

Aradan bir kaç yıl geçer. Abdülkerim Bayraktar büyür ve üniversite eğitimi için ikiz kardeşi Fehmi ile birlikte Ankara’ya gider. İki kardeş, burada okudukları 4 yıl boyunca sırtlarında Bursaspor formasıyla her hafta sonu 40 yıllık Ankaragücü taraftarı gibi tribünlerde yerlerini alırlar ve Başkent ekibini desteklerler.

Okul sona erer ve Abdülkerim Bayraktar vatani görevi için asteğmen rütbesiyle kışlanın yolunu tutar. Yer, Mardin Savur’dur ve ülkenin diken üstünde olduğu o netameli yıllardan biri daha yaşanmaktadır. Bayraktar, bir yandan eve dönüş için gün sayarken, diğer yandan da tıpkı soyadı gibi, emrindeki askerlere bayraktarlık yapmakta; dağ-taş, dere-tepe demeden terörist avına çıkmakta, ülkesini savunmaktadır.

Takvim yapraklarının 11 Ağustos 1993’ü gösterdiği puslu bir gecede hain bir saldırı Abdülkerim Bayraktar’ın görev yaptığı birliği hedef alır. Çıkan çatışmada alçak bir kurşun genç asteğmeni bulur ve narin bedenini toprağa düşürür.

Acı haber Bursa’ya tez ulaşır. Her şehit evi gibi Bayraktar’ın evine de ateş düşer, yürekler bir kez daha dağlanır. Haber, yalnız Bayraktar’ın evini değil, Bursaspor ve Ankaragücü tribünlerini de alt üst eder. Arkadaşlarının zamansız gidişi onlara tarifi imkansız bir acı verir.

Şehit asteğmenin cenazesi görülmemiş bir dayanışmaya sahne olur. Ankaragücü taraftarları formalarını giyip cenazeye katılmak için Bursa’ya akın eder. O sezonun açılışında Ankaragücü kulübü Abdülkerim için saygı duruşunda bulunur ve Bursaspor’un ilk maçına da gelip, ellerinde “Acınız acımızdır, Abdüller ölmez” pankartı açarlar ve sırtlarında formalarıyla sahaya çıkarlar. O günden sonra iki takım taraftarları arasında ölümsüz bir dostluk ve kardeşlik köprüsü kurulur..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder