5 Aralık 2010 Pazar

KÜMEDE KAL GALATASARAY: KASIMPAŞA 0-3 GALATASARAY


başlık benim sözüm değil yanlış anlaşılmasın, facebook'ta paylaşılan bir fenerbahçe tezahüratı. bilinçli bir şekilde maçları takip edeli 20 yıl oluyor. bu kadar senede böyle bir psikolojiyi tatmadığımdan rakip takımların bu süre zarfı içerisinde defalarca yaşadığı bu kötü durumu artık anlayabiliyorum.

galatasaray'ın kümeye düşmesi pek olası görülmese de rakiplerinin diline düşmesi uzun yıllardır görülen bir şey değildi. ikinci fatih terim ve 90'larda saftig dönemlerini saymazsak yaşanılan düşüş son 20 yılın en kötü tablosunu oluşturmuştur.

her şeye rağmen kasımpaşa maçını değerlendirmek istiyorum:

öncelikle kasımpaşa'nın stadyumuna değineyim. tayyip stadyumu baştan aşağı yenilenmiş. gördüğüm kadarıyla ingiltere'deki stadyumlara benzer bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor. dikdörtgen stadyumların benzeri yani. yenileme çalışmaları yüzünden açık tribünde insan olmayışı ise bu sporun seyirciyle ne kadar ilintili olduğunu bizlere kanıtlamış oldu.

gelelim teknik analize. hagi elindeki malzemeye göre helva yapma peşinde. elinizdeki malzemede ayhan, barış ve cana gibi top tekniği oldukça düşük isimler olunca helvanın tadı da o oranda kötü oluyor. bir de ileri ucunuzda işi gol atmak olmayan ve her gördüğü noktada fütursuzca kaleyi yoklayan bir pino'nuz olunca değmeyin keyfimize. doğruyu söylemek gerekirse kasımpaşa bu kadar kötü galatasaray'ı dahi ısırabilecek bir takım değildi. amatörce hatalar yapabilen bir savunma hattına sahiptiler. galatasaray ilk golü resmen topu durdurarak attı. aydın ortayı 20 saniye düşündü. kewell hiçbir dirençle karşılaşmadı kafayı bırakırken.

galatasaray takımı sakatlardan çok çekiyor. özellikle yabancı futbolcularının sakatlıklarından. baros'un olmayışı galatasaray'ın bal yapmayan arı olmasında en büyük etken. kewell tam kendine geliyor derken sakatlanırsa kimse şaşırmasın. keza pino da fransa'dayken sakatlıklardan çok çekmiş bir isim. dolayısıyla ondan da öyle bir haber gelirse şok olmayacağım.

kasımpaşa maçının sevindiren yönlerine bakacak olursak: yeni isimlerin kadroda kendilerine yer bulması diyebiliriz. gökhan zan her ne kadar camdan adam olsa da oynayabildiği sürece topu oyuna sokma hususunda servet'ten daha iyi işler çıkaracaktır. aydın yılmaz'ın hala gelecek vaad eden bir orta saha oyuncusu olması ise komik. aydın'ın her an 11'de oynayabilecek bir sağ kanat gibi kendini hazır tutması gerekiyor. çağlar birinci insua ve balta'dan sonra bir alternatif olabilir ancak. serdar özkan'ı beşiktaş'tayken messi diye değerlendirenlere gülerdim. o çocukta hangi potansiyeli görmüşler hala düşünüyorum. batdal ve musa çağıran ise belli ki galatasaray ayarındaki takımlarda pek iş yapamayacaklar.


evet galatasaray uzun bir sürenin ardından galip geldi. deplasman olarak nitelenebilecek bir yerde hem de. evet kasımpaşa oldukça kötü bir takım ancak bu takımın beşiktaş'tan puan çaldığını da unutmamak gerekir.

her şeye rağmen alınan galibiyet avrupa kupaları için galatasaray'a umut vermiştir. umalım kalan iki haftada galatasaray lig yarışına geri dönebilecek galibiyetlerini sürdürsün.

2 yorum:

  1. Arda ve Baros'u da eklersek, devre arası transfer işini çokta abartmadan, gelecek senenin planlamasını düşünerek, az ama öz transferle kupa hedefiyle yolumuza devam edebiliriz.
    Bir tane orta saha bir tane de forvet bence şart!

    Gökhan ve Serdar ile ilgili fikirlerine katılıyorum.

    Sol bek için de ben olsam ilk tercihim Insua olurdu.

    YanıtlaSil
  2. Galatasaray, iyi yola girdi falan diye düşünceleri de anlayamıyorum. Ligin dibindeki bir takımla mücadele ediliyor. Bu galibiyet doğal. Mesele ilk 10 takımla yapılan maçlardaki performanslar. Bakalım ligin ikinci yarısında anlayacağız her şeyi...

    YanıtlaSil