26 Şubat 2011 Cumartesi

80 KUŞAĞI BİR GALATASARAYLININ GÖZÜYLE...


benim yaşımdaki galatasaraylılar ne düşündüğümü çok iyi bilir. biz seksen kuşağı galatasaray'ın zirve yaptığı yıllarda çocuk, ergen ve genç olduk. 90'ların başında avrupa'da monaco ile başlayan seriyi izledik, sonrasında man utd'yi deviren takımla sokaklara döküldük. şampiyonlar liginin gediklisi bir takımın taraftarlarıydık. 96-2000 arasında ergendik ve belki ergenlik bunalımları içerisinde yüzümüzü güldüren birkaç şeyden biriydi galatasaray. uefa şampiyonluğu gibi büyük bir başarı ile yıllarca alnımız ak başımız dik dolaştık.

bu anlamda doygunluğu yaşayan bizim kuşak 2000 ile 2010 arasında takdire şayan bir başarı yakalanamamasına pek ses çıkarmamışızdır. yıllarca bizi sevince boğan takımımıza vefa borcumuzu unutmamışızdır. bu başarının mimarlarını her zaman vefa ile anmışızdır.

sezon öncesi 2010 ile 2020 arasında yepyeni bir 10 yıllık periyoda başlayan galatasaray için çok ümitli olduğumu belirtiyordum. özellikle rijkaard'tan beklentim 10 yılın galatasaray'ını yaratmasıydı tıkla

kulüp baskılara dayanamayıp rijkaard'ı gönderdi ve yerine hagi'yi getirdi. sonrasını zaten biliyorsunuz.

11. yenilgiyi aldı bugün galatasaray. avrupa'daki hezimeti saymıyorum bile... bugünlerde 80 kuşağı olan bizler hiç de alışkın olmadığımız bir tabloyu yaşıyoruz. saftig döneminde kısa bir süre buna benzer bir deneyim yaşayan bizler için saftig dönemi lale devri gibidir.

neyse anamızdan emdiğimizin burnumuzdan geldiği 2010-2011 sezonunun bir an evvel sonuçlanmasını ve bu acı verici sürecin tamamlanmasını istiyorum...


1 yorum: