
6.Haftanın son maçı da oynandı. Galatasaray'ın 3 gollük geleneğini sürdürdüğüne bakmayın. Taraftar resmen ecel terleri döktü. Ankaraspor maçında takımı eleştirmiştim. Tehlike çanları çalıyor demiştim. Bugünkü maçta öyle bir yorum yapamıyorum; çünkü maçın hakemi ilk dakikalarda öyle bir pozisyonu es geçti ki hem Galatasaraylı futbolcuların hem de kendisinin konsantrasyonu yerle bir oldu. Ali Güneş o dakikada kırmızı kartla atılsa ve penaltıyı verse hakem maç bu hale gelmeyecekti. Hakem resmen bu dakikadan sonra maçtan koptu. Dirayetini yitirdi. Her kararında veremediği o ilk kararı düzeltme çabası vardı. Bu durum iki taraf oyuncularını da gerdi. Keita ve Kasımpaşalı oyuncu bu sinir harbinin kurbanları oluyordu neredeyse.
İlk yarı yediği golün şokunu üzerinden atamayan Galatasaray'da Rijkaard ikinci yarıya Keita ve Nonda ile başladı. Nonda zamanının en iyi forvetleri arasındaydı. Bu adamın kumaşının farklı olduğu her hareketinden belli. Bu yıl,Galatasaray'ın özellikle ileri uç oyuncularının alternatifleri en az asları kadar iyi. Böyle bir kadronun Avrupa Ligini iyi değerlendirmesi gerekir. En azından yarı finale yürüyebilecek bir performansa ulaşmalıdır Galatasaray. Evet 6'da 6 yapan iki takım var şu anda. Bakalım ilk fireyi hangisi verecek. Bakarsınız testi iki takımın derbisinde kırılır.






















Bu konu üzerinde fazla durmadan Dünya futbol tarihinin en iyi liglerinin birinde sürekli varolmuş ve kimliğini hiç kaybetmemiş bir kulüp ve takım olan Livorno'dan söz etmek gerek.Bu takım ilhamını şehirden alıyor aslında.Ama öyle deyince sanmayın ki şehir doğa güzellikleriyle,gece hayatının hareketliliğiyle, el üstünde tutulan kültürel birikimiyle bu takıma ilham veriyor.Hiçbiri değil bu takıma ilham veren çünkü bunların hiçbirinin olmadığını söylersek abartmış olmayız.Livorno tam bir sanayi şehri.Yani bir çok insanın burun kıvırıp, yaşamak istemeyeceği türden bir şehir.Aslında kendine özgü bir yapısı var bu liman kentinin.İçinde yaşamayanın anlayamayacağı türden bir birliktelik ve güven.Bol miktarda işçi barındıran yani aslında ülkenin üretimine emekleriyle dorudan katkı sağlayanların yaşadığı bir liman şehri.Kuruluşu sırasında oluşturulan şehir anayasasına göre de insanlar hangi ırktan hangi dinden olurlarsa olsunlar vergi ödemeden burada istedikleri kadar yaşayıp, ticaret yapabilirler.Barbaros Hayrettin paşanın da zamanında peşindekilerden kaçıp Livorno şehrine sığındığı ve burada uzun yıllar yaşadığı bilinir.












.jpg)


