Bu yazıyı dünkü Fenerbahçe-İBB maçı sonrası yazıyorum. Böyle dedim diye Fenerbahçe taraftarını hedef aldığımı düşünmeyin. Bütün takımlarımızı ilgilendiren bir sorun bu. "Taraf"tarlık sorunu. Cidden takımlarımızı destekleyen seyirci kitlesi başarı "taraf"ındalar. Dolayısıyla taraftarlar. Dünyanın her yerinde başarısızlığa üzülüyordur izleyiciler ancak bizdeki kadar nankör olduklarına inanmıyorum. Öyle ki bırakın ayları yılları iki gün öncesi "büyüksün,delisin,süpersin" diye bağırdıkları adamlara ertesi gün galiz küfürler edebiliyoruz. Bu nasıl bir nankörlük şeklidir varın siz düşünün. Dünkü maçın sonunda da Fenerbahçe taraftarı 6'da 6 yapmış takımını ıslıklayarak soyunma odasına gönderdi. Ne kadar ilginç değil mi?
Bunların sebeplerinden biri futbol kültürü anlamında yetersiz oluşumuzsa bir diğeri de hem medyanın hem de kulüp yöneticilerinin her sezon öncesi taraftarın önüne koydukları saçma sapan hedeflerdir. "Şampiyonlar Liginde şampiyonluğu hedefliyoruz." "Bütün takımları yenebilecek güçteyiz." "3 yıl üst üste şampiyon olacağız."" Avrupa Ligi kesin de bütün kupaları alır mıyız?" Bu gerçek dışı hedefler birçok taraftarı çılgın boğaya çevirmeye yetiyor tabii. Dünkü maçta İBB'yi tek golle geçti Fenerbahçe. İBB ligimiz için kaliteli bir kadroya ve teknik ekibe sahip bir takım. Geçen yıl 3 büyüklere yaptıklarını hatırlıyorsunuz. Keza ,Sivasspor'dan şampiyonluğu almışlardı. Fenerbahçe ve diğer büyüklerimiz de hiç kendimizi kandırmayalım sadece bizim büyüklerimiz.Üç büyüklerimiz içersinde 1.torba takımı yok. Bugüne kadar da olmadı. Galatasaray 1.torbaya yaklaşmıştır ancak her daim orada kalacak bir ekip olamadı. Dolayısıyla bizim takımlarımızın seviyesi oynadıkları futbol,kulüp yönetimi ve gelirleri bakımından 2 ve 3. torbalardır. Ona göre hayaller kurarak gitmeli tribünlere. Ve her daim sahip çıkmalı takımlara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder