lige verilen ara 5 haftayı bulunca futboldan uzak kalmıştık. futbolsuzluktan mı demeli bilmiyorum ancak beşiktaş maçı hariç bütün maçlar mahalle maçı kıvamındaydı.
galatasaray'ı liderden 19 puan gerideyken heyecanla beklediğimi falan söyleyemem. beni ve diğer taraftarları tek heyecanlandıran şeyin yeni stadyum olduğunu düşünüyorum. keza maç boyunca futboldan ziyade gözüm kulağım tribünlerdeydi.
fenerbahçe'nin maçlarını gıpta ederek izlediğimiz günler sanırım geride kaldı. artık en az şükrü saraçoğlu kadar-ki akustiği daha iyi gibi- bir stadyuma sahibiz. bu durum taraftarı da heyecanlandırmış olacak maç boyunca desteklerini esirgemediler. galatasaray'ın meşhur eski açığı ve ultraslan'ı iki kale arkasında olacak gibi. diğer taraflarsa "con con" tabir ettiğimiz taraftarımızın elinde olacak sanki. bilet fiyatlarına bakarak bu yargıya vardım.
takım kaliteli bir futbol oynadığı müddetçe stadyumun yüzde 70'lerde bir dolulukla hizmet vereceğini düşünüyorum. tabii bu galatasaray'ın oynayacağı futbolla düz orantılı olacaktır.
futbola gelince zamanında rijkaard'ın dillendirerek başını yaktığı "gerçek" her geçen gün kendini hissettiriyor. "yeteneksiz futbolcu sayısı çok bu takımda."
yeni transferleri değerlendirecek olursak yakından takip ettiğimiz yekta'nın ne kadar iyi bir kumaşa sahip olduğunu ve fizik kapasitesini görebildik bu akşam. culio için önceden de olumlu cümleler etmiştim. orta sahanın kalitesini artıracaklarına eminim. stancu'nun ise faydalı olabileceğini düşünüyorum. ayaklarına hakim ve cesaretli bir striker gibi duruyor.
galatasaray'ın hala sakatlık problemi devam ediyor. arda için söylenen müzmin sakatlık dedikoduları canımı sıkıyor. baros ise yaklaşık 2 senedir ortalarda yok.
haftaya galatasaray'ın bursa deplasmanından 3 puan getirebileceğine inanmıyorum. bundan böyle ttarena'daki maçları yeni evimizin hatrına takip edeceğim. belirttiğim gibi deplasmanlardan pek beklentim yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder