25 Aralık 2010 Cumartesi

TRANSFERMARKT ARTIK TÜRKÇE

dünya'nın bütün takımlarının gerçeğe çok yakın değerlerini ve transfer haberlerini veren meşhur site transfermarkt artık türkçe.

benim gibi ingilizce'den anlamayanlar için harika bir haber bu.

Daha önce bu siteden haberdar olmayanlar için link: www.transfermarkt.com.tr

23 Aralık 2010 Perşembe

Euroleague Gruplarda Son Hafta

757 : Cibona (12.5h) - Lietuvos Rytas : Maç Sonu +12.5 : 7/10

Yılların Cibona Zagreb'i bu sezon mali sıkıntılar yüzünden tecrübesiz isimlerle birşeyler yapmaya çalıştı fakat bu son maça girerken Euroleague hanelerinde tek bir galibiyet bile yok.. Hırvat ekip bu maçı kazanarak, taraftarları önünde mutlu bir şekilde noktalamak isterler..

Rytas geçen hafta Barcelona önünde kazanınca bu haftaya daha umutlu girdiler.. Onların da bu maçı kazanması lazım son 16 arasına katılmak için.. Aynı zamanda da Fenerbahçe Ülker'in Cholet'i yenmesi gerekiyor, ki biz de zaten bunun olmasını bekleyeceğiz bu gece.. 0-4 başladıkları sezonda ilk galibiyetlerini de evlerinde Cibona Zagreb'e karşı almışlardı..

İki ekibin de çeşitli nedenlerle motive olabileceği bir müsabaka ve kafa kafaya gitmesi de muhtemel gözüküyor.. Bojan Bogdanovic önderliğinde son saniyeye kadar mücadele etmlerini bekliyorum.. Piyasaya göre İddaa'nın açtığı 12.5 handikap bana maden gibi geldi..


755 : Barcelona - Siena (8.5h) : Maç Sonu -8.5 : 8/10

Bu bahisi kendim de değerlendirdim bürodan single alarak.. Bazı nedenler var tabii ki bunun için.. İlk ve belki de en önemli neden, son maçlarda sıkça kullandığım motivasyon..

Siena için grup birinciliği garanti ve bu maça takımın önemli oyuncularından Kaukenas olmadan geliyorlar.. Shaun Stonerook bizim maçta en beğendiğim oyuncularıydı.. Sanırım aynı zamanda kaptanlığını da yapıyor takımın.. İç-dış dengesi müthiş bir takım ve dıştan şut atabilen uzunları mevcut.. Ksistof Lavrinovic da bu konuda rakibe sıkıntı yaratabilen bir isim.. McCalebb ise tutulması en zor oyuncu hâliyle..

Barcelona cephesinde ise Navarro'nun sakatlığı geçmiş sanırım ki son lig maçında kenardan oyuna girip takıma katkı yapmış.. İlk maçı 76-67 kaybettikleri için bu maçta en az 10 sayı fark atmak isteyeceklerini düşünüyorum.. Ricky Rubio da normal sezonun son maçında kendini göstermek isteyecektir taraftarları önünde.. Rakibi 65-70 sayı civarlarında tutabilirlerse, onların ilk maçta yaptığı gibi, motivasyon problemi yaşamasını beklediğim Siena'ya 75-80 civarı sayı atabilirler.. 8.5 kritik bir sınır ama ilk maçtaki 9 farka nedense güveniyorum.. İntikam maçı olarak görebilirler..


Kalan maçlarda da piyasaya göre değerli olan ve benim de hoşuma giden, piyasaya göre değerli olmasa da sizlere tavsiye edebileceğim İddaa tercihleri de şu şekilde..

756 : Caja Laboral - Partizan (5.5h) : İlk Yarı Sonucu -5.5 : 5/10

759 : Olympiakos - Virtus Roma (TS : 156.5) : Üstü 156.5 : 6/10

761 : Fenerbahçe - Cholet (5.5h) : İlk Yarı Sonucu -5.5 : 5/10

19 Aralık 2010 Pazar

GELECEKTE GÜZEL SÖZLERLE ANIL'MAK

konyaspor maçındaki golü sonrası anıl ile ilgili türlü başlık geyiklerine girildiğini fark etmişsinizdir. ben de bu furyanın bir parçası oldum ve böyle bir başlık seçtim kendime.

neden mi böyle bir başlık? aslına bakarsanız başlığım aydın yılmaz'ın 2006'da konya'da attığı gole bir gönderme içeriyor. aydın'ın golü için o yıl şampiyonluğu getiren gol, yeni arda'nın vizyona çıkışı gibi yakıştırmalar yapılmıştı hatırlarsanız. zaten birçok kişinin gözünden kaçmadı bu benzerlik ve anıl dilaver'in bu golüne bu kez temkinli yaklaşıldı.

temkinli yaklaşmakta yarar var bu gole. keza hagi'nin kadroda böylesine genç isimlere yer verişi acaba ilerleyen haftalarda da devam edecek mi?

ben pek sanmıyorum. kadroda sakatlıklar yüzünden yaşanan bir revizyon var diye düşünüyorum. uzun vadede aydın yılmaz, anıl dilaver, emre çolak gibi isimler kadroda yer bulamayacaktır kanısındayım. ama umuyorum ki yanlış düşünüyorumdur.

galatarasaray'ın ülkemiz için bir ajax, barcelona modeli olmasını diliyorum aslına bakarsanız. yerli futbolcularının-hatta bazı yabancılarının dahi- tamamının alt yapı çıkışlı olmasını hayal ediyorum. böyle bir altyapı galatasaray için hayal değil aslında sadece umuyorum ki bu kötü gidiş bu iş için bir vesile olur.

bugünkü maç için yine haftalardır futbol analizi yapmama geleneğini sürdüreceğim. birçok blogda yazdığı gibi sahada bank asya 1. lig kalitesinde bir galatasaray var ve oynanan futbol dan dundan ötede değil. hagi, bana kalırsa camianın her şeyden ümidini kesmesini de fırsat bilerek denemeler yapmaya başladı. daha önce pek oynamadıkları yerlerde bazı oyuncuları deniyor. neill sağ bekte, balta önliberoda işlerini yapmaya çalıştı bugün. sol bekte çağları görmek sevindiriciydi. ileri uçta anıl dilaver'in iyi niyetli oyunu ve golü bir aydın faciası daha olmasın diye dilleri ısırttı.

ligin ilk yarısının genel değerlendirmesini hafta içi yapmayı planlıyorum. ikinci yarıda seyrantepe ile umuyorum ki sağlam bir galatasaray'ın temelleri atılır.


*** galibiyeti ve ilk yarı liderliği ile izmir'i klakson seslerine boğan göztepe'yi tebrik ediyorum ve bank asya 1.lig yolunda başarılar diliyorum


14 Aralık 2010 Salı

Motherwell vs. Hearts

Hearts neler yapıyor öyle.. İnanması güç, takip etmesi de müthiş bir şekilde oynuyorlar.. Maçın gollerini izleyebildim sadece.. Maç vakti yayın yoktu, BBC Scotland'dan da geniş özet izleyemedim bu sefer.. Şu var, goller boş değilmiş diyebilirim sizlere.. Organize gelmişler golleri atarken.. JJ bu takımla organize olmayı başardı.. Takdir etmek lazım..

YouTube - Hearts 5 Aberdeen 0

Maç için yorum yaparken aklımdan yine 2-0 geçmişti ama Engin abinin aklıma kurt düşürmesiyle 2-1 olabilir demiştim.. Problem değil, beklenebilir birşeydi antrenör değiştiren takımların reaksiyon vermesi ama JJ ve Hearts bunu çok iyi bir şekilde bertaraf etmişler.. Sadece goller ve yazılan, çizilenlere dayanarak bunları söylüyorum.. Maçın genelini dediğim gibi takip etme fırsatım olmadı..

Bu maçın bir ilginç yanı var açıkçası, bunu belirteyim öncelikle.. 20 Kasım'dan beri maç yapmıyor ki o maçta da St.Mirren ile 1-1 berabere kalmışlardı.. Maçın esas oynanması gereken tarih ise 28 Kasım'dı fakat kar sebebiyle bugüne kadar ertelendi.. Esas ilginçlik ise geçen hafta Aberdeen karşısına çıkan yeni menajer Craig Brown, Motherwell'in eski menajeri.. Motherwell'i ise şu sıralarda genç takım antrenörlerinden Gordon Young maçlara hazırlıyor..

JJ maç öncesinde, 10-11 maç sonra kendi ritmimizi bulmaya başlarız demiştim, bunun doğrulanması beni mutlu ediyor derken, Suso Santana, Andrew Driver ve Lee Wallace'ın da takıma katılmasıyla daha da güçleneceğiz önümüzdeki günlerde demiş.. Biraz fantezi kaçacak ama Hearts ile FM'11 oynarken bu 3 isimden de mütrhiş faydalanmanız gerekiyor.. Belli bir kalitenin üzerindeki isimler bunlar.. Zaten İskoçya Ligi'nde 3-5 tane oyunu değiştirebilecek oyuncunuz ve bir de iyi kaleciniz varsa fark yaratırsınız diğer ekiplere karşı.. Hearts bu anlamda Celtic-Rangers ikilisi ile diğer takımlar arasında sıkışıp kalmış durumda.. Old firm kadar iyi bir kadrosu olmasa da diğer ekiplere nazaran da çok daha iyi bir kadroları var.. JJ de müthiş bir menajer.. Elindekinden maksimum almasını bilen bir isim.. Novikovas'ı sahneye çıkarttı, Driver'ın yokluğunda.. Templeton'ı iyice parlattı Suso Santana yokken..

Godron Young ise aranın kendilerine iyi geldiğini, sezon başındaki Avrupa trafiği sebebiyle takımın fazla yıprandığını, gün geçtikçe daha iyi olacaklarını belirtmiş..

İddaa için az farkla da olsa Hearts favori durumda.. Eşit açıp, çakallık yapıp handikap için Motherwell tarafında olabilirlerdi yine.. Bu durum Hititbet'te mevcut, handikap oynayamadım, single beraberlikte iade aldım o yüzden.. Hearts oranları da yavaş yavaş düşmeye başlamış.. 6.00 oran ile handikaplı Hearts bombalamanızı tavsiye ederim sistem kuponlarında.. Motherwell iç sahada iyi gözükse de, son zamanlarda maç yapmamış olması avantaj gibi görünse de, Hearts formundan birşey eksilmediğini zayıf Aberdeen önünde bizlere gösterdi..

12 Aralık 2010 Pazar

ANKA KUŞU'NUN HİKAYESİNDE OLDUĞU GİBİ OLSUN!

maç saatlerinde istanbul'daydım ki havanın nasıl ayaz ve sinir bozucu olduğuna şahit oldum. bu anlamda seyir zevki yüksek bir maç beklemiyordum. galatasaray'ın iki fark yiyerek yenilmesini de beklemiyordum açıkçası. bu maç bana galatasaray'ın bu sezon istisnasız her maçta "favori olmayan takım" olacağını kesinlikle gösterdi.
haftalardır tribünlerdekiler de yönetimdekiler de ne yapacaklarını bilmez haldeler. keza hagi'nin gelişi ile sanıldı ki her şey "güllük gülistanlık" olacak, zirveye ortak olmuş bir galatasaray izleyeceğiz. malumunuz geçen sürede rijkaard'ın galatasaray'ını dahi mumla arayan bir güruha dönüştük. bunda hagi'nin "büyük bir suç"u olduğuna inanmıyorum. rijkaard'ın geçen haziran'da dile getirdiği ve futbolcular tarafından aforoz edilmesine neden olan "elimdeki malzeme kalitesiz" açıklaması aslına bakarsanız hagi'nin de bahanesi olabilir. ben tamamının kalitesiz olduğuna inanmıyorum ancak özellikle orta sahada yaratıcılığı çok sınırlı oyuncuların kullanılmak zorunda kalışı, forvet hattında hakiki bir "striker"dan mahrum olmak çöküşün nedenleri arasında. tek tek bakıldığında fena futbolculardan kurulmayan galatasaray'ın takım olma yolunda da büyük eksiklikleri olduğu aşikar.
her şeyi üst üste koyduğunuzda kriz yönetimini layıkıyla yönetememiş galatasaray yönetimine patlıyor kabak. benim de "yönetim istifa" diyesim geliyor ancak yönetimde olduğumu hatırlayınca utanıyorum diyebilen yöneticilerin basiretsizliğine rastlıyoruz.
her şey bir tarafa kulübüne ama kredi kartını kullanarak ama ürün satın alarak katkı yapmaya çalışan bendeniz, bir taraftar olarak yıllardır hayalini kurduğumuz stadyumun zevkinin kursağımda kalmasını istemiyorum. galatasaray'ın belki de en mutlu yılı olması gereken dönemde bir enkaz ile yeni stadyuma taşınıyor olmak küllerinden yeniden doğan anka kuşunun hikayesini hatırlatıyor bana. hakiki taraftarların yüreğinde,yenilginin neredeyse kesinleşmesine rağmen uzatmaların son 30 saniyesi beklenirken dahi bitmeyen bir umut vardır ya ben hala o inancı taşıyorum. bekliyorum...

5 Aralık 2010 Pazar

KÜMEDE KAL GALATASARAY: KASIMPAŞA 0-3 GALATASARAY


başlık benim sözüm değil yanlış anlaşılmasın, facebook'ta paylaşılan bir fenerbahçe tezahüratı. bilinçli bir şekilde maçları takip edeli 20 yıl oluyor. bu kadar senede böyle bir psikolojiyi tatmadığımdan rakip takımların bu süre zarfı içerisinde defalarca yaşadığı bu kötü durumu artık anlayabiliyorum.

galatasaray'ın kümeye düşmesi pek olası görülmese de rakiplerinin diline düşmesi uzun yıllardır görülen bir şey değildi. ikinci fatih terim ve 90'larda saftig dönemlerini saymazsak yaşanılan düşüş son 20 yılın en kötü tablosunu oluşturmuştur.

her şeye rağmen kasımpaşa maçını değerlendirmek istiyorum:

öncelikle kasımpaşa'nın stadyumuna değineyim. tayyip stadyumu baştan aşağı yenilenmiş. gördüğüm kadarıyla ingiltere'deki stadyumlara benzer bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor. dikdörtgen stadyumların benzeri yani. yenileme çalışmaları yüzünden açık tribünde insan olmayışı ise bu sporun seyirciyle ne kadar ilintili olduğunu bizlere kanıtlamış oldu.

gelelim teknik analize. hagi elindeki malzemeye göre helva yapma peşinde. elinizdeki malzemede ayhan, barış ve cana gibi top tekniği oldukça düşük isimler olunca helvanın tadı da o oranda kötü oluyor. bir de ileri ucunuzda işi gol atmak olmayan ve her gördüğü noktada fütursuzca kaleyi yoklayan bir pino'nuz olunca değmeyin keyfimize. doğruyu söylemek gerekirse kasımpaşa bu kadar kötü galatasaray'ı dahi ısırabilecek bir takım değildi. amatörce hatalar yapabilen bir savunma hattına sahiptiler. galatasaray ilk golü resmen topu durdurarak attı. aydın ortayı 20 saniye düşündü. kewell hiçbir dirençle karşılaşmadı kafayı bırakırken.

galatasaray takımı sakatlardan çok çekiyor. özellikle yabancı futbolcularının sakatlıklarından. baros'un olmayışı galatasaray'ın bal yapmayan arı olmasında en büyük etken. kewell tam kendine geliyor derken sakatlanırsa kimse şaşırmasın. keza pino da fransa'dayken sakatlıklardan çok çekmiş bir isim. dolayısıyla ondan da öyle bir haber gelirse şok olmayacağım.

kasımpaşa maçının sevindiren yönlerine bakacak olursak: yeni isimlerin kadroda kendilerine yer bulması diyebiliriz. gökhan zan her ne kadar camdan adam olsa da oynayabildiği sürece topu oyuna sokma hususunda servet'ten daha iyi işler çıkaracaktır. aydın yılmaz'ın hala gelecek vaad eden bir orta saha oyuncusu olması ise komik. aydın'ın her an 11'de oynayabilecek bir sağ kanat gibi kendini hazır tutması gerekiyor. çağlar birinci insua ve balta'dan sonra bir alternatif olabilir ancak. serdar özkan'ı beşiktaş'tayken messi diye değerlendirenlere gülerdim. o çocukta hangi potansiyeli görmüşler hala düşünüyorum. batdal ve musa çağıran ise belli ki galatasaray ayarındaki takımlarda pek iş yapamayacaklar.


evet galatasaray uzun bir sürenin ardından galip geldi. deplasman olarak nitelenebilecek bir yerde hem de. evet kasımpaşa oldukça kötü bir takım ancak bu takımın beşiktaş'tan puan çaldığını da unutmamak gerekir.

her şeye rağmen alınan galibiyet avrupa kupaları için galatasaray'a umut vermiştir. umalım kalan iki haftada galatasaray lig yarışına geri dönebilecek galibiyetlerini sürdürsün.

3 Aralık 2010 Cuma

Manchester City vs. Bolton

Geçen haftaki Stoke City maçının güzel bir özetini izledim, eğer City televizyonu yanlı yayın yapmadıysa maçın hâkimi Manchester City gibi gözüktü bana..

Üzerine de geçtiğimiz günlerde oynanan Salzburg maçının geniş özetini izledim.. Mario Balotelli manşetlerde attığı 2 gol yüzünden ama, bence çok bencil ve soğuk tavırları var genel anlamda.. Adam Johnson gerçeğini de Mancini artık görmeli ve bu çocuğa hakettiği süreleri vermeye başlamalı ligdeki maçlarda da..

Hep sistemini eleştirdim Mancini'nin çok defansif kadrosu var diye.. Yaya Toure, De Jong ve Barry birlikte oynuyorlar.. Onlardan birini kesip bir hücumcu fazla oynamalı diyorum hep ama bu 3 isim de sahadayken Fulham karşısındaki güzel futbol ve alınan skor da var sonuçta.. Ben bu kaos denkleminden çıkamıyorum açıkçası, sahaya çıktığında bu takımın güzel futbol oynamasını bekliyorum her City taraftarı gibi..

Açıkçası Bolton'u sezon başında izlemiştim ama son zamanlarda pek takip edemedim.. Manchester City'nin de kendi evinde geçtiğimiz ayı gol atmadan kapattığını söylemek lazım.. Joe Hart'ın da Petr Cech'in arkasından sezonun maçı gol yemeden bitirme açısından ikinci sırada olduğunu okudum.. Elmander benim takip ettiğim sırada yavaş yavaş çıkışa başlamıştı ama sanırım son zamanlarda o formunu iyice yükseltmiş..

Lawro da Balotelli için bir maç çok iyi oynasa da bir sonraki maçta bu adam futbolu biliyor mu acaba diyebiliyorsunuz demiş.. Bu hafta da oynaması bekleniyor ilk 11'de..

Zor maç olacak açıkçası.. Hava şartlarını da düşününce.. Manchester'da hava kesin kar yağışlı olacaktır.. Çimlerin bakımı için anormal para harcayıp, dünya çapında ısıtıcı kullanıp hazırlıyorlar ama maç esnasında kar yağışlı olması, maçın akışını etkileyecektir.. Carlos Tevez hafta arasını dinlenerek geçirdiği için bu zor maçta gol atmasını mutlaka başaracaktır.. S....bahis'te ilk golü atmasına 4.00 oran verilmiş, aklınızda olsun.. Eğer Tevez'in ilk golü atacağına benim gibi siz de inanıyorsanız, maç skoru olarak 2-0 ile kombine edip 17.00 oran yakalamak isteyebilirsiniz.. 2-1 için de oran 29.00 oluyor.. İkisi de değerlendirilebilir gibi geldi bana.. Manchester City'nin ne olursa olsun kazanacağına inanıyorum ama 1.50 az geldi o yüzden 1 gollük farkta iade olacak şekilde 2.30'dan -1 handikap öneriyorum..