31 Mayıs 2010 Pazartesi

TENCERE KAPAK İLİŞKİSİ


mourinho sonunda tarzını yansıtan takıma gitti. iki sevmediğim obje voltranı oluşturuyorlar. seneye barcelona real maçları çok daha keyifli geçecektir. hatta atletico real maçları da. bu adam en mülayim teknik adamı bile sözleri ile delirteceğinden takımlar real'e bilenerek çıkacaklardır sahaya. neyse real'i günahım kadar sevmezdim, şimdi sevgisizliğimin derecesi artmış oldu!

23 Mayıs 2010 Pazar

ALLAH'TAN BUCA VARMIŞ


bunlara bel bağlamak zorunda kalmadığımız iyi olmuş. biri büyük altay diğeri otuz beş buçuk karşıyaka. buca da olmasa süper lig göremeyecekmişiz. bu kadar mı başarısız olur bir şehir futbolu. umarım buca seneye tutunur ligte. yoksa bunlarla işimiz zor bizim.

YİĞİDİ ÖLDÜRMEK İSTESEM DE HAKKINI YİYEMEM!


yiğidi öldürerek hakkını veriyorum. mourinho 10.yılda 2. şampiyonlar ligi kupasını kaldırmış ve dünyanın en iyileri arasında kendisine yer bulmuştur. oynattığı futbol gram zevk vermemektedir ancak kimin umurunda. adam almıştır götürmüştür kupaları. aslına bakarsanız oynattığı futbolu eleştiremem keza futbol bir izlence ancak ne olursa olsun bir sonuç oyunu. başarı skorda gizli. ve siz skoru ve maçın sonunu düşünerek hareket etmelisiniz. bu işi mourinho harika yapıyor. dün de öyle bir performans sergiledi. kendisinden haz etmesem de kendi ceza sahalarına adeta çin seddini çekti. geçebilene aşk olsun! robben gibi bir adamı durdurmayı becerdi. ve uzun maratonda o büyük kupayı kaldırma şerefine nail oldu. kutluyoruz kendisini sevmesek de...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

STAY WİTH US ŞAŞ


tamam ben de sizler kadar sevdim kewell'ı. bordeaux maçında doksana taktığı topu da unutamıyorum evet. gollerinden sonra harryyy harryyy kewell diye bağırdım da. ancak son dönemlerdeki talihsiz sakatlığı taraftar içindeki yabancı hayranlığını da göstermiştir bana kalırsa.

şöyle düşünüyorum şaş kewell'dan daha mı az galatasaraylıydı? verdiği söz ve galatasaray sevgisi yüzünden fenerbahçe'ye gitmeyi reddetmiş bir futbolcudan bahsediyoruz. hem de ankaragücü'ndeyken. ne kadar iyi bir galatasaraylı olduğunu hepimiz biliyoruz. roma'nın tottisi neyse şaş bizim için öyle olmalıydı. belki altyapımızdan yetişmemişti ancak çok genç yaşta geldiği galatasaray'da o rütbeyi hak ediyordu. hangi maçta şaş'ı gönderen yönetimi eleştirdik. hangi maçta bizimle kal şaş diye pankart açtık. hangi maçta şaş'ın portresini açtık tribünlerde. aynı şeyleri ergün pembe için de söyleyebilirim. hakan şükür için de ama şaş daha farklıydı. tribünden gelmiş gibiydi.

kewell'a gösterilen hassasiyeti kendi evladına göstermeyen zihniyet batsın bence. eyvallah baba adamdır kewell pek bir yamuğunu görmedik ancak şaş da en az onun kadar bu sevgiyi hak ediyordu!

20 Mayıs 2010 Perşembe

HALA NEYİ TARTIŞIYORUZ ?

Aslan açık ara önde

Futbolda bugüne kadar kazanılan "üst düzey" resmi kupa sayısında Galatasaray ezeli rakiplerine büyük fark attı.

NTV Spor ve Ajanslar
Güncelleme: 11:31 TSİ 20 Mayıs. 2010 Perşembe

Futbolda 2009-2010 sezonu ligde Bursaspor'un, Türkiye Kupası Trabzonspor'un zaferiyle sona ererken, bugüne kadar kazanılan ''üst düzey'' resmi kupa sayısı bakımından Galatasaray'ın tüm rakiplerinin açık ara önünde bulunması dikkati çekiyor.

Turkcell Süper Lig'de bu sezon şampiyonluk yarışına erken veda eden, Türkiye Kupası'na 5, lig şampiyonluğuna da 2 yıldır ulaşamayan Galatasaray, kupa toplamında rakiplerine büyük üstünlük kurmuş durumda. Ligde Fenerbahçe ile birlikte 17 şampiyonlukla en fazla ipi göğüsleyen takım durumunda bulunan ve formasında ''3 yıldız'' taşıyan iki takımdan biri olan sarı-kırmızılılar, Türkiye Kupası, Süper Kupa ve Avrupa'da kazanılan kupalar da dikkate alındığında en zengin kulüp durumunda bulunuyor.

Galatasaray, 17 lig şampiyonluğunun yanı sıra 14 Türkiye Kupası, 11 Süper Kupa, 1 UEFA Kupası ve 1 Avrupa Süper Kupası ile birlikte toplam 44 büyük kupanın sahibi. Galatasaray, yurt içinde kazandığı kupaların yanı sıra, Avrupa'da kupa kazanan ilk ve tek Türk futbol takımı unvanını da halen elinde bulunduruyor.


NTVSPOR

19 Mayıs 2010 Çarşamba

RÜŞTÜ SUÇLU MUDUR?



Rüştü yaptığı açıklamada öyle konuşmalar yapmadım diyor ancak ben nedense inanmıyorum. Rüştü maçlardan önce Fener'in rakiplerindeki oyuncuları arayıp "baba yenin şunları hadi göreyim sizi " demişse suçlu mudur? Hukuki ya da ahlaki açıdan bu bir suç mudur? Yani bir takımın yenilmesini istemek suç mudur?

Suçsa; o suç yıllar evvel kendi takımının aynı zamanda milli olan eldivenini yumruklayanlara aittir. Ne yalan söyleyeyim o yumrukları ben yemiş olsaydım, her daim o taraftar gurubunun üzülmesini temenni ederdim!

SEVİLMEME NEDENLERİ


Bütün takımlar resmi sitelerinin girişine 19 Mayıs ile ilgili güzel temenniler yerleştirmişken, FB Cumhuriyetinde bu bayram kutlanmadığından giriş diğerlerinden farklıydı.

SEVİLMİYORSUN!


basın toplantısını baştan sona izledim. bütün önyargılarımı bir yana koyarak izlemeyi arzu ettim ve daha önce hiç bilmiyormuşum gibi izledim aziz başkanın anlattıklarını.

bir defa konuşmaya öyle bir başladı ki sanırsınız açıklamayı kasap rüstem efendi yapıyor. "benim hakkım yok mu değt yanmaya kağdeşim" tarzında bir açıklamayla başladı. sonrasındaysa malumunuz "bok atıodunuz kaç zamandır, ne oldu bursa şampiyon oldu temiz mi oldu lig" tarzında açıklamalarla sürdürdü açıklamalarını.

2006'da da benzer açıklamalar yapmıştı. denizliye salladı galatasaray'a salladı. yani olmadı kazanamadık tarzında bitirse konuşmalarını kıyamet kopacak sanki. şimdi şöyle bir durum var geçen yıl beşiktaş şampiyon oldu, öyle aman aman bir şeyler olmadı. herkes saygı duydu falan filan. ondan önce galatasaray'ın şampiyonlukları... yani fenerbahçe'nin başkanlarından kaynaklı bir sevilmeme durumu var ne yazık ki. başkanlarının tarzından kaynaklı. ali şen'den bu yana bu böyle. keza fener bu ülkenin en çok taraftarına sahip kulübüydü. bu kadar antipatik gelişini kıskanmayla falan açıklarsak çok düşürürüz seviyeyi. kıskanılamayacak olma sebepleri üzerinde 3 saat yazmak gerekir sonra.

neyse başkan rüştü'ye de sallayınca dedim ki ben bu adamı hiç bilmiyorum ilk defa görüyorum ne düşünürdüm acaba? kesinlikle nüfuzlu bir adam olduğunu düşünürdüm. rüştünün telefon konuşmalarını nereden biliyorsun agam? onu bilen başka işleri hayli hayli yapmaz mı? sahasının anonsçusunu da dövmez mi?

neyse belki çoğu bu durumdan gurur duyuyor ancak sevilmiyor olmak pek hoş bir durum değil bana kalırsa. antipatik takım olmasını istemezdim kendi tuttuğum takımın!

17 Mayıs 2010 Pazartesi

FENER İÇİN ŞAMPİYONLUK GEYİKLERİ

TIKLA KOP



İZLEYENLER İZLEMEYENLERE İZLETSİN:D

KSK 'Yİ TERCİH EDERİM


bugün başlıyor play off. umarım izmir'den ikinci takım süper lig'e yükselir. tercihim KSK olacak. Göztepe sempatizanı olmama karşın KSK diyorum çünkü lige renk katabilecek bir takım KSK. taraftar yapılanması ile uygun bir stadyumda en az Bursaspor kadar potansiyelleri var bana kalırsa. bu yüzden Altay'dan ziyade haydi KSK diyorum!

16 Mayıs 2010 Pazar

55 BİN KİŞİYLE DALGA GEÇTİLER


maçın son saniyelerinde 21. yüzyıl türkiyesinde bir anons 2-2!

bursa maçında verilmeyen bir gol olsa eyvallah diyeceğim de, çok komik bir görüntüye neden oldular. 55 bin insanla resmen dalga geçtiler. düşünün ki maç bitmiş insanlar sevinç gösterisi yapıyor dakikalarca. avrupa kanallarına bu görüntüler gidecek nasıl yorumlar olacak acaba.

türkle aşmış, kaybetseler de eğleniyorlar:))))

DEJAVU


sezonun yılını hatırlamıyorum. şu meşhur denizli faciası fener'in. aklımda kalanlar maçı televizyondan izlemediğim için canlı yayında renkten renge giren erdoğan arıkan'dan ibaret. appiah vuruyor direkten dönüyor. bizim erdoğan arıkan mümkün olsa topu iteleyiverecek çizgiden içeri.

bugün yine aynı yüz ifadesi vardı kendisinde. daum'un yüzü de tahmin ediyorum ki denizli'deki gibiydi. böyle olunca daha bir tatlı oluyor be:) ee ne demişler alma mazlumun ahını çıkar son haftalarda:)

13 Mayıs 2010 Perşembe

ATLETİCO MUCİZESİ


25 ağustos 2009 tarihli yazımda la liga'da sempati duyduğum atletico madrid hakkında düşündüklerimi kısaca belirtmiştim. o ara şampiyonlar ligi ön eleme maçının sonucunu bekliyorduk. bugün o yazıyı sonlandırma zamanı.

bir önceki yılın flaş takımı atletico, sene başında büyük kan kaybı yaşadı. heitinga'sından, luis garcia'sına, maniche'sinden leo franco'suna bir sürü yıldız terk etti takımı. şampiyonlar ligindeki hüsran, ligte düşme potasına kadar gerileyiş, atletico'nun birkaç sene evvelki gibi ikinci lige gidiyor duygusu yarattı bende. ancak takımın bu denli düşmesini kimse beklemiyordu.

işin kötüsü bu şaşkınlık veren performans atletico'nun galatasaray maçlarına kadar sürmesine rağmen bu maçlarda son buldu. sami yen'de atletico'ya yenilen galatasaray içinse sonun başlangıcı oldu o maçlar.

koca kupa serüveninde 2 galibiyet alan atletico birçoğumuza göre kupalar tarihinin mucizesini yaratmıştır. final maçındaysa kurt forvet forlan'ın emeği ile mucizesini taçlandırmıştır. bu kadar kötü bir sezon yaşayan bir ispanyol takımı avrupa ligi kupasını kaldırabiliyor işte. bunu becerdiğimiz gün avrupa futboluyla baş edebildiğimize inanmış olacağım.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

TOPAL'A VEDA




bu çocuk 2006'da galatasaray a geldiğinde vasat bir futbolcu olduğu anlaşılır bir işe de yaramadan gider diye düşünmüştüm. öncesinde gelen eski takım arkadaşı hasan kabze'ninse başarılı olacağına inanıyordum. kabze başarısız da olmamıştı ancak nedense takımdan gönderildi. hala gitmesine anlam veremeyenlerdenim. düşüncelerimde asla okul arkadaşım olmasının etkisi yok.

memo, hiç düşünmediğim şekilde birkaç sene içinde orta sahada aranan kan oldu. linderoth'un sakatlanması onun için hayırlı olmuştu. özellikle o sene çok büyük bir transfer yapacak diye bekliyordum. oynadığı her maçta takımın en iyisi oluyordu. dirençli oluşu, vasatın üzerindeki pas performansı ve sakin tavrı onu bir anda sivriltmişti. ancak ne derseniz deyin futbolcunun karizmatik olması kariyerini yüzde 40 oranında etkiliyor. sansasyonel oluşu da etkiliyor tabii. bizim topal, tesislerden çıkmayan bir adam olduğundan, karizmatik yönünün bulunmayışından hak ettiği değeri görememiştir. doğruyu söylemek gerekirse bu sene valencia'nın inişe geçmiş topalı kadrosuna katması beni şaşırttı. umarım orada da teknik heyetin gözüne girer ve iyi işlere imza atar bay örümcek!

9 Mayıs 2010 Pazar

FATİH'İN TAVŞANLARI


yaşı benimle bir olanlar onu meşhur türkiye-isveç maçından hatırlarlar. attığı kafa golü belki de bize euro-96'yı getirmişti. fatih hocanın şapkadan çıkarttığı tavşanlarından biriydi o zamanlar. ama fenerbahçe daha gözünü açmadan kapmıştı emre'yi. oldukça agresifti o zamanlar da. popülerdi de. aysu kayacı ile olan ilişkisi ile gündemdeydi. sinirlerine çoğu zaman hakim olamadığından kırmızı kartlarla arası çok iyiydi. galatasaray'a gelmeden önce istanbulspor ve beşiktaş'ta oynadı. istanbulspor'un uzanlı dönemlerine rast gelir onun boğa macerası. görev adamıydı her zaman. olgunlaştıkça daha iyi işler çıkarır oldu. roma'daki kavgalı maçta polisle kavgasını unutmamız mümkün değil. hafta sonu veda ettik emre'ye türk futbolunun fatih terim'in şapkasından çıkan bir mucizesi daha veda etti yeşil sahalara. yolun açık olsun emre!!

8 Mayıs 2010 Cumartesi

ŞÜKÜR KAVUŞTURANA


izmir yıllar sonra süper lig'te. bu buluşmanın dibinde oturduğum buca ile olması ise beni iki kat sevindirdi. karşıyakaya da sevinirdim ama ne yalan söyleyeyim bu kadar sevinmezdim. helal olsun çocuklar. bütün bir sezon boyunca mütevazı kadrolarıyla bu iş nasıl yapılır gösterdiler. çakma premier lig tarzı stadyumlarında bir sürü takımı eli boş gönderdiler. bugün itibari ile de süper ligteler. umarım ligi sarsan bir takım olurlar seneye. izmir'in böyle heyecanlara ihtiyacı var !!!

7 Mayıs 2010 Cuma

KİMSE BİLMEZKEN CM BİLİYORDU # 1



efsane oyun cm'nin zamanında yıldız olacak bir çok futbolcu hakkındaki kehaneti doğru çıkmıştır. tabii birçok yıldız adayının da adı bile duyulmamıştır o da ayrı. bu dünyaca ünlü oyunun yapımcıları eidos ile sea games ayrılınca oyunun da tadı kaçtı. yeni versiyonlarını hiç oynamadığımdan günümüz kehanetlerini bilmiyorum ancak bildiğim gerçekleşen ve gerçekleşmeyen kehanetlerinden bazıları şunlardır:



Tuncay Şanlı- Sakaryaspor'dayken bir yıldızdı, kimse bilmezdi CM'ciler bilirdi ve hep takımıma alarak iyi işlere imza atardım.
Hasan Kabze- Bucaspor'un altyapısındaydı. Flair'i(gelecek vadediş) 18'di. Gerçekten iyi yerlere geldi.
Saviola- River'dan transfer ederdik hep. Büyük bir futbolcu olacağı düşünülüyordu keza Barça'ya transfer oldu, sonrasında bitti ancak parlayanlar arasında aldı yerini.
Kim Kalström- Lyon'a gelmezden CM'nin patlamayan bombalarından derdim ancak patladı.
Sasa İlic- CM'nin yıldız adaylarındandı büyük bir gelişme göstermedi.
Marek jankulovski-Banik Ostrava'da yıldız adayı olarak beklerdi. Dedikleri gibi oldu.
Maxim Tsigalko- CM'nin hayal kırıklıklarındandır kendisi. Oyunda muhteşemdi. Görenler gerçekten muhteşem olduğunu söylüyor ancak büyük bir patlama asla yapamadı.
Miroslaw Szymkoviak- Wisla Krakow bir futbolcu cenneti gibiydi o muhteşem futbolculardan biriydi Szymkoviak. Ancak Trabzonspor'a geldiğinde CM bombalarından biri olduğunu anlamıştım.
Wael Reyad-Al-Ahly takmıının 18 yaşındaki bu yıldızı zamanında CM tarafından yıldız adayı olarak belirlenmişti ancak patlayamayan bomba olarak kaldı bu mısırlı da

***Sergey Nikiforenko- bunun için sizi şu siteye yönlendiriyorum:D

6 Mayıs 2010 Perşembe

FENER BENİ ŞAŞIRTTI :)


yaşım kadar kupa alamadığından fener, bu yıl görürüz dedim kupayı ; ancak yok abi torunlarım görür ancak kupayı:) maçın analizini ve türkiye kupasını değerlendirme işini sonraya bırakıyorum

5 Mayıs 2010 Çarşamba

28 YILLIK ÖZLEM


doğduğum sene almışlar kupayı sarı lacivertliler. o günden bu yana hasretler TÜRKİYE KUPASI na. bakalım urfa'da bu hasretlerini dindirebilecekler mi? bana sorarsanız bu gece 28 yıllık özlem bitecek. fenerbahçe TÜRKİYE KUPASInın sahibi olacak.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

LAZİO SEVGİSİ Mİ ROMA NEFRETİ Mİ?


geçen gün lazio kararını verecek demiştim. ya kendi kümede kalma davalarına bakacaklardı ya da ezeli rakiplerinin şampiyon olmasını engelleyeceklerdi. dünkü maçta inanılmaz şeyler oldu. doğrusunu söylemek gerekirse bu kadarını da beklemiyordum roma'nın bu faşist çocuklarından. eyvallah ezeli rakiplerinin şampiyon olmasını istemiyorlardı ancak bir maçta rakip takımın gollerinde şampiyon olmuşçasına bağıracaklarını, futbolcularını her ataklarında ıslıklayacaklarını düşünmezdim. helal olsun ss lazio taraftarına beni şok etmeyi yine başardılar. buradan şunu anladım ki lazio tribünleri lazio sevgisi ile değil, as roma nefretiyle dolu durumda. bu da ne yalan söyleyeyim bir eziklik belirtisi.

şimdi şey diyeceksiniz sen galatasaray-bursa maçında bursanın kazanmasını arzulamamış mıydın. eyvallah böyle bir şeyi istiyordum ancak bunu tribünde bursayı destekleyerek yapmanın çok rezil bir şey olduğunu da biliyordum keza galatasaray taraftarı da böyle bir saçmalık yapmamış ve ne olursa olsun takımlarını desteklemişlerdir. lazio taraftarının yaptığı futbolun özüyle hiç uyuşmuyor bence. sebep ne olursa olsun bir taraftar grubu karşı tarafın gollerinde ayağa kalkıp gol atmışçasına sevinebiliyorsa o güruhun sevgisinden şüphe ederim ben!!!

2 Mayıs 2010 Pazar

İZMİR'İN KADER HAFTALARI


izmir kader haftaları yaşıyor. bucaspor önüne gelen fırsatı birkaç haftadır teptiği için süper lig heyecanını son haftaya bıraktı. haftaya buca arenadaki maçın ardından umuyorum ki izmir futbolu süper ligde temsil edilmeye yeniden başlanacak.

göztepe bugün akhisar deplasmanından 2 gol yiyerek boynu bükük döndü. ekstra play of şansını bile tepmek üzere göz gözün bomba futbolcuları. ilk altı içinde olmaları için haftaya etimesgutu alsancakta yenmek zorundalar. tokat'ın yenilgi haberiniyse iskenderun'dan bekleyeceğiz.

bank asyadaki play of temsilcilerimiz de neredeyse belli oldu. ksk ve altay süper lig için mücadele edecekler. umuyorum ikisinden biri süper lige çıkacak ve seneler sonra ligde iki takımla mücadele ediyor olacağız.

LAZİO KARARINI VERECEK


iki hafta önce lazio-roma maçında sahada hem roma'yı şampiyon yapmamak için hem de ligde kalmak için mücadele eden bir lazio vardı. bu hafta inter'le oynayacaklar. nasıl ki geçen hafta bursa ile karşılaşırken ikilemde kalan ve tercihini şampiyonlar liginden yana kullanan bir galatasaray vardıysa bu hafta da buna benzer bir tercihi yapması gereken bir lazio olacak sahada...

roma'nın yolunu tıkamak adına maçta yatabilirler ancak bu büyük bir risk almak demek. ligde 2 maçları kalacak ki bu yenilgi atalanta'yı ümitlendirebilir. bugün ntvspor'dan izleyeceğiz maçı ve lazio hangi tercihi yapmış göreceğiz!

1 Mayıs 2010 Cumartesi

HAFTAYA BURSASPOR-FENERBAHÇE MAÇI VAR


umulan olmadı ve fener bu hafta da puan kaybetmedi. fenerli futbolcuların yüzlerinde 2006'da kaçırdıkları şampiyonluğun izlerini gördüm. ders almışa benziyorlar. işi şansa bırakmaya niyetleri yok. alex takımda sazı eline alan adam rolünde. işini iyi yapıyor ilk geldiği günden beri. bursa da kendi seyircisi önünde aldı 3 puanını ve işi son haftaya taşıdı. bir sonraki hafta evlerinde rahat rahat fenerin puan kaybetmesini bekleyecekler.

işin ilginci ezeli kardeşlerden ankaragücü'nün haftaya fener'in karşısına çıkması. bursa-a.gücü dostluğunu bilmeyen yoktur artık. futbolcularda böyle bir anlayış var mıdır bilemeyiz ancak haftaya tribünler yeşil beyaz olursa kimse şaşırmasın. anlayacağınız 33. haftada bursa kendi sahasında feneri ağırlıyor bana göre:D